Bir yolcu, uzun bir yürüyüşten sonra yolun kenarında çalışan yaşlı köylüyle karşılaşır.
Köylüyü selamlayan yolcu, köylünün de nefes almak için doğrulduğunu görür. Birkaç dakika sohbet etmek için durur.
… Sizin buralarda nasıl insanlar yaşar? diye sorar yolcu.
… Köylü, peki senin geldiğin yerde nasıl insanlar var? diye soruya soruyla karşılık verir.
Yolcu, benim geldiğim yerdeki insanlar, kötü, çıkarcı ve tembeldir. Dünyanın en bencil ve güvenilmez insanlarıdır. O sahtekarlardan kurtulduğum için çok mutluyum der. Yaşlı köylü, adamı uzun uzun süzerek. Korkarım ki bizim buralarda da o türden insanları bulabilirsin.
Aradan çok geçmeden, köylü bir yolcu daha geldiğini görür. O da başını eğip selam verir. Köylü onunla da laflamak için işine ara verir.
Bu yolcu da bir öncekiyle aynı soruyu sorar.
… Sizin köyde ne tür insanlar yaşar der. Ve köylü ona da aynı soruyla karşılık verir.
… Peki senin geldiğin yerdeki insanlar nasıldı?
…. Yolcu; dünyanın en iyi insanlarıdır. Çalışkan, dürüst ve dost canlısı herkes.
Onlardan ayrıldığım için o kadar üzgünüm ki!
Korkma, der köylü. Bizim buralarda da benzer insanlar bulacaksın.
…
Evet bizim buralarda da benzer insanlar göreceksiniz.
Okullar bir süre sonra açılacak. Farklı kültür ve coğrafyalardan
Ülkenin dört bir yanında öğrenciler ve aileleri gelecek.
Bu kentin duyarlı insanlarıyla ve güzellikleriyle karşılaşacaklar.
Aileler; şehri, okulu, sosyal hayatı, çevreyi ve güvenliği gözlemleyecek ve kıyaslayacaktır.
Bize düşen ise bu kentin olumlu imajını korumak ve geliştirmek.
Gelecek on binlerde, yaşayacakları süre boyunca en az sizler kadar bu kente katkı yapmalı.
Gittiklerinde ise bu şehrin kültürünü, sevgi ve saygısını, ülkenin en güzel şehrinde nasıl filizlendiğini ve nasıl yaşatıldığını hiç unutmasınlar.