Havaların ısınmasıyla beraber orman yangınlarındaki artış hız kesmeden devam ediyor.
4-22 Temmuz tarihleri arasında meydana gelen 61 orman yangınıyla ilgili olarak içişleri bakanlığının sosyal medya hesabında şu açıklama yapıldı:
Yangınlarla ilgili 23 şüphelinin gözaltına alındığı, 4 kişinin tutuklandığı ve 19 kişi hakkında ise adli kontrol kararı alındığı açıklandı.

Yangınların; ülkenin doğasına, endemik bitki örtüsüne, hayvan popülasyonuna ve bio çeşitliliğe verdiği zararın ötesinde neden olduğu can ve mal kaybı, her yıl artarak devam ediyor.
Peki bütün bunların sebebi nedir diye sorulduğunda ise cevaplanması gereken birçok soru rafta öylece duruyor.
Nitekim bu yangınların çıkışında, insan unsuru ne ölçüde etkili cevabı aranırken, kasıt var mı? Yok mu? sıkça sorulan soruların başında geliyor.
Devamında doğal sebeplerden çıkan yangınların oranı,
Tarımsal faaliyetler sırasında oluşan yangınlar,
Kaza sonucu çıkan yangınlar
Gerilim hatları kaynaklı oluşan yangınlar,
Piknik ateşi, doğadaki kırık cam parçaları veya atılan bir izmarit’in sebep olduğu yangınların yanında yerleşim yerlerinde ani ve sert rüzgarın neden olduğu yangınların oranları ve oluşturduğu zararlar en çok merak edilen konulardır.

Her sene sebepleri belli, sonuçları hayal kırıklığı yaratan bu yangınların oluşmasında ciddi zafiyetler olduğu su götürmez bir gerçektir.

Son 88 yılda, (1937-2025) Türkiye’de toplam 126 bin 268 orman yangını çıkarken, 1 milyon 907 bin 265 hektar alan yandı. Bu süreçte yıllık ortalama yangın sayısı 1435 iken, son 10 yılda (2015-2024) bu ortalama 2732’ye yükselmiştir.

Orman yangınlarında, gelişen teknoloji ve müdahale araçlarının çeşitlenmesine rağmen, yangın sayısı ve yanan alanların artış göstermiş olması büyük bir talihsizliktir.
Oysa bu denli önemli bir konunun eğitimi ilkokuldan başlanmalı.
Köylüsü kentlisi toplumun her kesimine önleyici tedbirler konusunda kapsamlı bilgi verilmeli.
Hava ve kara araçlarının sayısı arttırılmalı.
Liyakatli kadrolarla, sahada görevli elemanlara daha etkin eğitim ve olanaklar sağlanarak, yangına müdahalede olumlu sonuçlar alınmalı.

Aksi takdirde, yazın şu kavurucu sıcağında, oksijen deposu ormanlarımızı bir bir kaydederken,
İklim ve çevre felaketlerine yol açacak olan daha büyük afetlere de açık hale gelmekteyiz.
Ülkemizde eksik olan tedbir mevzusunu artık ciddiye alarak yarınların kaybolmaması adına yerinden adımlar atarak önlemler alınmalı.
En önemlisi İktidar bu işi ciddiye almalı.
Çözüm belli, zamanında önlem ve eğitim tek çaredir.
Bu çare dikkate alınmadıkça, ne yangın biter nede dertler.