Padişahlardan biri meraklanmış.
Oğlunun tahsil ve terbiyesiyle ilgilenen lalasına sormuş?
“Oğlumun en iyi öğrendiği ders hangi derstir?”
Lala “Binicilik” dersi demiş.

Padişah “Nedeni nedir?” diye sorunca;
“Efendim, öteki derslerde mahdumu aliniz dersini bilemeyince hocalar cesaret edip seslerini çıkaramıyorlar. Ama binicilikte bir hata yaptığında bindiği at, onu affetmeyip kendisini derhal yere vuruyor.” diyerek durumu özetlemiş.

Vakti zamanında da Şehzadelerin tahsillerine önem verilirmiş. Çünkü halk nazarında onların mevkilerini yükseltmek öncelikle bu gün olduğu gibi çağın gereklerine göre bir tahsil almalarıyla mümkünmüş.
Ancak yaşadığımız çağda padişah ve şehzadeler yok ama şirketleri yöneten CEO’lar var.
Ülkeler ise demokrasiye geçişle beraber halkın oyuyla seçilmişler tarafında idare edilirler.
Kurumlarda ise dünyanın her yerinde, liyakat esasına göre terfi sistemi işler.
Bunun nedeni ise kişinin sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi, sorumlu bulunduğu noktayı göz önüne alarak, işlerin belli bir düzen içinde yürütülmesini ve toplum için en yararlı sonuçlara ulaşmasını sağlamaktır.
Fakat çıkar peşinde bazı gruplar vardır ki, liyakatin L’si bile yanlarında okunmaz.
Onlar her dönem her işlerini her kademede satın aldıklarıyla hallederler.

Ekonomik darboğazın, yaşam standartlarının düşüşü ve geleceğe dair umutların artık tükendiği şu günlerde, yukarıdakilerin aşağıdakileri, aşağıdakilerin de yukarıdakilere artık ulaşamadığı, ne sesini ne de feryadını duymadığı bir gerçek.
Sadece bazı konularda değil toplumu ilgilendiren her konuda ülke bir çıkmaz sokakta sanki.

Bir araştırma şirketi olan Saros Araştırma, birkaç gün önce yayınladığı ve 11 bin kişiyle yapmış olduğu haziran ayı anketi, toplumun yüzde 90’nın, ülkede adalet sorunu olduğunu düşünüyor olması hayli düşündürücüdür.
Hele hele ülkeyi yöneten partinin adında büyük harflerle adalet yazılıyken, 23 yılın sonunda toplumun yüzde 90’ın, ülkede adaletin olmadığını düşünüyor olması ki bunun içinde yüzde 30-40 kendi seçmeni de var.
Bunun ne kadar acı ve incitici olduğunu hiç kimseye anlatamazsınız.
Çünkü bir toplumu bir ülkeyi ayakta tutan en önemli değer adalettir.
Adaletin olmadığı yerde ne düzen sağlanır ne de insanca yaşam olur.

Konu öyle bir yere gelip dayanmış ki artık hikayede geçen, gerçeği söyleyemeyen lalanın durumundan daha vahim.
Padişahın değerli oğlu Mahdumu aliniz bir yana, bu ülkenin sahibi 85 milyonun halini soran zaten yok.
Neyse ki küçükte olsa bir umut var derler.
O umut milletin önüne gelecek olan sandıkta saklıdır.
O sandık murada erdiren, milletin bahtının değişeceği gündür.

Mahdumu alinizin durumu iyi olabilir ama ahalinin durumu hiç iç açıcı değil.
Ama yarın ve ötesi sırtınızda taşıdığınız bu yükle nereye gideceğinizi ne yapacağınızı bizden ziyade paşa gönlünüz bilir.
Lakin gönül’e yük olan kalbe yara olur.
Kalın sağlıkla…