Bir ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü daha geride bıraktık. Kadınlar gününde kadınlar yine, Türkiye’nin maalesef hala gündeminde olan yaşam haklarını savunmak için sokaklardaydı.
İstanbul Sözleşmesi, nafaka tartışmaları sebebiyle, Türkiye'de kadınlar hakları için mücadele ederken daha fazlasını talep etmek yerine, elde edebildiği kazanımları korumanın peşinde. Bu durum kadınlar için yaşam hakkının, özgürce yaşamın sağlanamadığı durumun doğal sonucu. Ancak yine de kadın hakları meselesi sadece yaşam hakkından, kadına karşı fiziksel şiddete tepki vermekten ibaret değil.
Kadın haklarını savunduğunu iddia eden bir çok kişi için ses çıkarmak, basına yansıyan kadın cinayetlerine sosyal medyadan tepki vermekten ibaret hale geldi. Oysaki kadın hakları mücadelesi, kadınların sosyal, ekonomik, kültürel her türlü alanda eşitliğini ve ayrımcılığa karşı durmayı da gerektiriyor. Kadın cinayetlerine tepki gösterirken aynı işi yapan kadın işçisine düşük maaş veren bir kişinin samimiyetine güvenmek mümkün müdür?
Artan kadın cinayetleri, İstanbul Sözleşmesi ve nafakaya dair tartışmalar, kadınların eşit temsil hakkı, eşit ücret hakkı, eşit eğitim hakkı, ayrımcılık yasağı, doğum izni hakkı gibi daha nice hakkının tartışılmasını gölgede bıraktı. Gerçek feministler dışında, vücut dokunulmazlığının ötesindeki kadın haklarını sosyal yaşamda göz önünde bulunduran insan sayısı maalesef çok azınlıkta.
Türkiye, kadın milletvekili oranında dünyadaki 192 ülke içinde 117'nci sırada yer alıyor.Türkiye bu konuda Madagaskar, Pakistan, Kamboçya, Moritanya, Bangladeş, Gine, Somali, Sudan gibi birçok Asya ve Afrika ülkesinin gerisinde yer alıyor.
Kadınların iş gücüne katılım oranı yaklaşık %32 iken, erkeklerde bu oran %68,2. Pandemi sebebiyle bu fark daha da artarken, Türkiye kadınların iş gücüne katılımında OECD ülkeleri arasında sonuncu durumda, yükseköğretim istatistiklerine ise göre profesör unvanına sahip sadece %30 civarında kadın akademik personel bulunmaktadır. 
Kadınlara karşı şiddetin son bulması için elimizden geleni yapmaya devam ederken, kadınların diğer haklarını da gözden kaçırmamak ve en çok bunlar için çaba harcamaya devam etmekte fayda var.