Mart 2024’ten bu yana doğalgaz yüzde 150 arttı.
EPDK’nın açıklamasına göre 2025 temmuz ayı konutlarda doğalgaz satış tarifesi, yüzde 24,6 zam yapıldı.
Elektrik’te ise 2024’te yüzde 38 artış yapılırken, nisan 2025’te konut abonelerine yüzde 25 zam yapıldı.
Akaryakıtta ise 2020 de benzinin litre fiyatı 7,25 lirayken, 2025 yılına geldiğimizde ülke genelinde ortalama akaryakıt fiyatları 1 temmuz 2025 itibariyle şu şekilde:
Benzin litre fiyatı: 49.55 lira,
Motorin litre fiyatı: 51.07 lira,
LPG litre fiyatı: 24.99 lira belirlenmiştir.


Yukarıdaki verilere baktığımızda, üç kalemde yapılan zamların oranları ve ekonomiye etkisini hesaplayınız.

Görünen nedenler görünmeyen sebeplerle birleştiğinde, ülke ekonomisinin iğneden ipliğe nasıl etkilendiği apaçık ortada.
Bunun sebebi ise doğru kullanılmayan kaynaklar,
Gelirden çok giderin olması,

Düşük ücretler, fahiş fiyatlar, üretimde azalma gibi onlarca sebebin üst üste binmesiyle, her kesimde büyük küçük işletmelerin etkilendiğini görüyoruz.
Hal böyle olunca da neredeyse işverenin tamamında nakit akışında ciddi problemler yaşanmasına neden oluyor.
Daralma sebebiyle çoğu sektörde siparişler düşmeye devam ederken, zamların işçiye, işverene ve nihayetinde vatandaş üzerinde oluşturduğu baskı, nefes almasını dahi zorlaştırıyor.

Hal böyle olunca da ülkede konkordato ve iflas başvuruları ikiye katlanmış durumda.
Şirketler ekonomik darboğazda adeta kıvranıyor.

Görünen köy kılavuz istemez ama görünmeyeni dengelemek için her sabah yeni bir zamla uyanmayı da kimse hak etmiyor.

Bu ülkenin onca zenginliğine rağmen, kaynakların harcandığı noktalar görünenden çok görünmeyene evirildiyse bizi daha büyük tehlikeler bekliyor demektir.
Bu tehlikelerden 86 milyonu korumak ise ülkeyi yönetenlerin en temel görevi değil midir?