Yıl, yıl semiren, semirtilen FETÖ’cü çetenin 15 Temmuz Darbe girişiminin açtığı derin yara nasıl kapanır?..

O olayın en zor sorularından biri bu. Halen sürmekte olan sorgu ve soruşturmalara bakılırsa “yara sarma” aşamasına bile gelinmiş değil. Bana kalırsa, bir parça el yordamı ile yapılmaya çalışılanlar. Yaraya pansumandan öte bir şey değil. Tıbbi anlamıyla;

-İlk yardım gibi bir şey!..

Tıp literatürünü bilenlerin ifadesine göre o ilk müdahaleler “esas tedavi” kadar önemli. O anda yapılabilecek pansumanlardaki hatalar, hem tedaviyi zorlaştırır, hem de yaranın iyileşme aşamasını zorlaştırır.

Dün internet sitelerinde yer alan bir haberde, TSK’nın içinden bir Albayımızın söyledikleri, yaranın daha da derinleştirilebileceğini anlatıyor. Özetle diyor ki;

-15 Temmuz henüz bitmiş değil, hainler yeni girişimleri devreye sokabilir.

Hatırlarsınız, daha ilk günden darbeye muhatap olan ülkenin devlet yöneticileri buna işaret etmişlerdi. Bir parça panayır havasında geçen “ demokrasi nöbetleri” bu nedenle tutulmuştu.

Sızmadıkları yer kalmamış.

Sonrasında yaşadıklarımızın özeti “FETÖ’cülerin kökünü kazınasıya kadar mücadele” olarak ifade edilebilir. Yaklaşık iki aydır bunu izliyoruz.

Toplumun bundan edindiği izlenim, genel algı bunun o kadar da kolay olmadığı yönünde. Zaman zaman devletin sorumlu kademelerinden yapılan açıklamalar da bunu gösteriyor. Anlaşılan “Paralel Devlet” teşhisi hiç de boşuna değilmiş. En güvenilir kurum TSK’nın en üst kademelerinden, tapu dairelerine kadar,

-Sızmadıkları devlet kurumu, kuruluşu kalmamış!..

En ciddi hasar da, tahmin edilebileceği gibi Yargıda. Cumhuriyetin savcılarından, icra hakimlerine, hatta zabıt katiplerine uzanan;

-Binlerce yargı mensubu FETÖ soruşturması kapsamında.

Dünkü haberlerden biri de bunu gösteriyor. Buradaki hasarın büyüklüğünü Hakim ve Savcılar Yüksem Kurulu Başkan Vekili Mehmet Yılmaz özetliyor;

-Yaralar (ancak) 3-5 yılda sarılır!..

Soruşturulan sayısı az değil

Yerelimize dönecek olursa bizdeki “hasar durumu” nedir? Bir süre önce Cumhuriyet Başsavcılığı yapılan açıklamaya ve halen okuduğumuz “Eskişehir merkezli operasyon” haberlerine bakılırsa, beklentilerin epey ötesinde. O açıklamadan toptan bir rakam;

-Eskişehir’de bin 45 kişi hakkında soruşturma!..

Çeşitli kurum ve kesimlerden soruşturmaya uğrayanlar arasında gözaltına alınanlar, serbest bırakılanlar ve tutuklananlar var. Yargı örneğinden ifade edilirse;

-16 hakim ve savcı, savcı adayı ve 3 askeri hakim!..

Yargının “üst kademisi” yani. Zabıt katiplerine kadar uzanmıştır belki, şu aşamada bilemiyoruz.

TSK ve İçişleri Bakanlığı gibi “devlet güvenliği” emanet edilenlerden bir-kaç general (alt kademelerden yok mu?” ve 59 Emniyet görevlisi!..

Aynı kategoriden vali yardımcıları, kaymakamlar cabası!..

Eğitim camiasından 16’sı tutuklanmış onlarca öğretmen. Uzaklaştırılan ve soruşturulan sayısı henüz net değil..

***

Görüldüğü gibi 15 Temmuz’un Eskişehir’e düşen payı az değil. Aynı zamanda netleşmiş de değil… Soruşturmanın yöntemlerine bakılırsa;

-Endişeler de yersiz değil!..