Sofya, 1914…
Zamanın Bulgar Kralı yabancı misyon temsilcilerine yemek vermektedir. Vaktin bir hayli ilerlediği bir saattir.
Çakı gibi üniforması içindeki sarı saçlı, mavi gözlü Türk Askerî Ataşesi de o yemektedir.
İlerleyen bir saate yanına bir adam yaklaşır.
-Merhaba…der, siz Sofya’daki Türk Askeri Ataşesi Yarbay Mustafa Kemal olmalısınız.
-Merhaba…Türkçe konuştuğunuza göre…Siz de…
- Evet, der, ben de sizin gibi Türküm. Adım Şakir Zümre… Varna Milletvekiliyim. Bulgaristan Parlementosunda bulunan 17 Türk Milletvekilinden biriyim.
-Şeref duydum Şakir Bey, der Mustafa Kemal, bak şu kısmete, ben de sizi tanımak istiyordum.
*
İşte o gece, Mustafa Kemal ile Şakir Zümre arasında uzun yıllar sürecek bir dostluğun temelleri atılmıştır.
Mustafa Kemal 1915’in ocak ayında yurda döner.
*
Sofya 1920…
Şakir Bey’e Türkiye’den bir telgraf gelir.
“Kıymetli dostum Şakir Zümre…
Türk Millî Mücadelesi’nin zafere ulaşması için vatan bugün sizden hizmet bekler.
Size ilettiğim listedeki silahlara acilen ihtiyaç vardır. Temin ederek Anavatan’a göndermenizi rica ederiz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi
Mustafa Kemal”
*
Şakir Zümre bu talebi emir telakki eder.
Bütün iş bağlantılarını kullanır, her türlü tehlikeyi göze alır; istenilen tüm silah ve mühimmatı temin edip Ankara’ya gönderir.
*
Birkaç ay sonra bir telgraf daha gelir Şakir Zümre’ye:
“Vatanın kurtuluşu için, Anadolu’nun zor şartlarında kendi silah ve mühimmatımızı üretmeye çabalıyoruz. Bunun için acilen yetişmiş insan gücüne ihtiyaç vardır.
Bulgaristan’dan silah üretiminde tecrübeli personel temin ederek Ankara’ya göndermenizi rica ederim.
TBMM Reisi Mustafa Kemal”
Bu istek de Şakir Zümre tarafında anında karşılanır.
İstenilen elamanlar Ankara’ya gelir ve Mustafa Kemal Paşa’nın huzuruna çıkarlar.
*
Sofya, Aralık 1923…
Şakir Bey üçüncü bir telgraf alır:
“Sayın Şakir Zümre…
Türk Millî Mücadelesine vermiş olduğunuz kıymetli destekleriniz sebebiyle TBMM tarafından İSTİKLÂL MADALYASI ile ödüllendirilmiş bulunuyorsunuz.
Madalyanızın zatıâlinize takdimi için en kısa zamanda Ankara’ya teşrifiniz rica olunur.
Cumhurreisi Mustafa Kemal”
*
Ocak 1924, Ankara…
Mustafa Kemal Paşa, Şakir Zümre’yi TBMM’de kabul eder:
- Hoş geldiniz kıymetli dostum. Büyük Türk Milleti adına sizi saygıyla selamlıyorum. Hak ettiğiniz İstiklâl Madalyanızı takdimden büyük şeref duyuyorum.
Şakir Zümre heyecanlı ve gururludur.
-Paşa Hazretleri… der; yedi düvele karşı çok ama çok büyük bir iş başardınız.
Mustafa Kemal Paşa elini omzuna koyar:
-Bak sevgili dostum, der; düşmanı ezerek yendik, tamam da... Asıl ve zorlu savaş şimdi başlıyor. Bu İKTİSADÎ SAVAŞ’tır. Şimdi de bu konuda vatan sizden hizmet bekliyor.
Şakir Zümre:
-Emrinizdeyim Paşam… diyerek büyük bir mutluluk ve heyecanla işe koyulur.
*
1925 yılı…
Şakir Zümre Bey hemen kolları sıvar.
Haliç kenarına, “Türk Sanayii Harbiye ve Madeniye” adıyla bir fabrika kurar.
Bu fabrika, Türk Ordusu’nun silah ve cephane ihtiyacını karşılamak için derhal üretime başlar.
Türk Hava Kuvvetlerinin bombardıman uçakları için100 kg, 300 kg, 500 kg ve 1000 kg’lik bombalar üretir.
Türk deniz kuvvetleri için su bombalarının yanı sıra aydınlatma fişekleri, mayın, el bombaları ve mazotla çalışan 5 beygirlik motorlar ürettir. İlk Türk denizaltı bombaları burada üretilir.
2. Dünya Savaşı yıllarında çalışan işçi sayısı 2 bini bulur.
Bu fabrikada üretilen bombalar dünyadaki örneklerinden daha kaliteli olduğu için Yunanistan, Bulgaristan, Polonya, Mısır, Ürdün, Suriye ve çeşitli ülkelere büyük miktarlarda ihracat yapıp döviz girdisi sağlar.
*
Sonunda ne mi olur?
Dış düşmanlarla içimizdeki işbirlikçileri el ele verir.
Ta o yıllarda uçak üretip Avrupa devletlerine satan Vecihi Hürkuş’u,
Silah ve mühimmat üreten Nuri Killigil’i ve Nuri Demirağ’ı yok ederler.
Atatürk’ün emriyle ülkemizi silah ve mühimmatta dışa bağımlılıktan kurtaran, Savunma Sanayimizin İstiklâl Madalyalı kahramanı Şakir Zümre’yi de piyasadan silerler.
Zavallı Şakir Zümre…
O koskocaman silah ve mühimmat fabrikasında SOBA üretmek zorunda bırakılır.
Yetmez…
Eskişehir’de TÜLOMSAŞ’ın bünyesinde, kendi mühendis ve işçilerimizin büyük gayretlerle ürettikleri Devrim Otomobilini de, Karakurt ve Bozkurt Lokomotiflerini de akamete uğratırlar…
*
Bakıyorum da…
Bugünlerde, akıllarınca muhalefet yaptığını zanneden kimi siyasetçi ve basın mensupları Millî Savunma Sanayimiz aleyhinde çatlak sesler çıkarmaya başladılar.
Beyler sayıyla hizaya gelin!
Türk İHA’larından, SİHA’larından, FÜZE’lerinden, TUSAŞ’dan, TEİ’den, ASELSAN’dan, ROKETSAN’dan Yunan'ın, Ermeni'nin ödü kopuyor, kadim düşmanımız ABD ve Avrupa rahatsız, PKK saklanacak delik arıyor, FETÖ artıkları pek endişeli…
Bunu görüyoruz da…
Peki siz niçin rahatsızsınız?
Yetmedi mi ucu ihanete varan bu gaflet?
Tamam siyasî hırsınız gözünüzü kör etmiş o belli de...
Vicdanınızı da mı kör etti be..?