Bir yılbaşı akşamı daha...
İçimde zaman susmuş; geçmişe daldım gittim bir süre. 
Yıllar yolları mı yutmuş, yoksa yollar yılları mı? 
Pek bilemedim. 
Zaman ki, acımasız… 
Güncesini alnımızdaki kırışıklıklarda tutuyor; bir bir. 
Ömür dediğin ise akıp giden bir rüyâ… 
Dönüp maziye, geçip giden yıllara baktım da...   
Sanki bir bulutu üflemişim de dağılıp gitmiş. 
Hepsi bu! 

Aha işte… 
Böylece bir koca yılı daha tüketmiş olduk. 
Geceler günleri, günler geceleri kovaladı. 
Yıllar içinde, saçlarımızdaki aklar akları… 
Alnımızdaki çizgiler çizgileri doğurdu. 
Vefasız olan yıllar mı, yoksa yollar mı? 
Hiç bilemedim. 

Hatıralar… 
Ağarmış saçlarımın dibinde ince bir sızı… 
Acısıyla tatlısıyla sıraya dizilmiş hatıralar… 
Gümüş çıngıraklar gibi bütün varlığımı çınlattı bir süre. 
İçimde bir burukluk… 
Arkada bıraktığım meşakkatli yollara, geçip giden yıllara el salladım:
Güle güle… 

 
Bir şiirimi hatırladım:

“Bir hikayesi olmalı ömrümüzün 
Çiçek açacaksa  açmalı 
Solacaksa solmalı 
Ama... 
Bir manası da olmalı 
Biliriz... 
Güneş doğar gibi başlar 
Batar gibi solar ömrümüz 
Her can dünyaya geldiğinde 
Sonsuz mavilikte bir yıldız doğar 
Öldüğünde o yıldız, usulca kaybolur kayar 
Kanunudur hayatın: 
Her çiçek bir kaderle açar 
Solacağını bile bile 
Her kuş bir kaderle uçar 
Öleceğini bile bile...” 
 

Böylesi özel günlerde, nedense karlı dağlardaki Mehmetçik düşer yâdıma... 
Unutmayalım… 
Herkes eğlenirken yılbaşında… 
Mehmetçik daima görev başında.  
Onlar ki, karlı ve fırtınalı dağ zirvelerinde, her yeni yıla elleri tetikte giren “Hudut Kartalları... “ 
Yirmidört saat görev başında, yeni yıla vatan nöbeti tutarak giren kahramanlar...  
Hele şu yılın şu son günlerinde, Milletimizin bağrına düşen şehit ateşiyle yürekler kan ağlarken… 
Dua edelim Yüce Allah onları korusun. 
Burunlarını kanatmasın! 

2023 acısıyla tatlısıyla geçip gitti, diyesim geliyor ama… 
Ne yazık ki, hem ülkemiz, hem de dünya için pek de tatlı geçmedi. 
Bilhassa Kahramanmaraş merkezli, asrın depremi… 
Ülkemizi yıktı geçti. 
Unutulması mümkün olmayacak acılar yaşattı. 
Şükür ki mayıs seçimlerini kavgasız gürültüsüz yapıp Cumhurbaşkanı ve meclisi seçebildik. 
Seçebildik ama, hayat pahalılığı ortalığı kasıp kavurmaya halen devam ediyor.  
 

Dışarıda ise savaşlar… 
Rusya Ukrayna savaşı bir türlü bitmedi. 
Siyonist İsrail vahşeti ise Gazze’yi kan gölüne çevirdi. 
ABD başta, kan emici emperyalist vampirler ise kirli ve kanlı projeler peşindeler. 
Belli ki ülkemize, bölgemize, insanlığa rahat ve huzur vermeyecekler. 
Öyleyse Rahmetli Akif’în; 
“Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;  
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” 
Mısralarında olduğu gibi, bu emperyalist zalimlere karşı duralım.
Birlik dirlik içinde, tek yürek, tek yumruk olalım!

Yine de...
Her yeni yıl yeni bir umuttur. 
Dileğim, 2024 yılı ve gelecek yıllar...
Eskişehir’imiz, ülkemiz ve insanlık için sağlığa, barışa ve mutluluğa vesile olsun. 
Huzura açılan kapı olsun!