Sakarya’nın dünkü manşeti, yıllar öncesine götürdü beni. O günlerde yaşanılan tartışmalara.
-Pilot açığına destek sözü!..
Yanında da Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan’ın bir fotoğrafı. Öyle olunca, geçmiş ve bugünlerin gündem maddelerinden birini bilinler için haberin içeriğine bakmadan başlığın ne anlama geldiği anlaşılıyor. Yine de söyleyelim;
-Türk Hava Kuvvetleri’mizin yakıcı pilot ihtiyacı!..
“Ne günlere gelinmiş” dememek elde değil. Bir zamanlar “zamanında emeklilik” işlemleriyle sivil havacılık sektörünün de pilot ihtiyacını karşılayan Hava Kuvvetleri, giderek “sivilden savaş pilotu” arar hale gelmiş mi!..
-Yürekler ona yanıyor, mantık buna isyan ediyor!..
Bu noktaya nasıl gelindiğini ise hiç açmayalım istersiniz. Şu kadarı yeterli;
-Fetöcü ihanet şebekesinin Hava kuvvetlerini ilk hedef haline getirilmesine resmen göz yumulmasıyla!..
Göndoğan’ın desteği boş değil.
Bunun sonucu, ilk aşamada yakın süreçte emekli olan, ya da “resen emekli” edilen pilotlar akla geldi, “geri dönün” çağırısında bulunuldu.
Anlaşıldığı kadarıyla bu çağırıya pek olumlu yanıt gelmiş değil. Nedeni belli;
-Büyük çoğunluğunun yıllarca emek verdikleri kuruluşa gönül kırgınlığı.
Bir bölümünün de giderek büyüyen sivil havacılık kurumunda sözleşmeli olarak çalışıyor olması…
Belli ki Milli Savunma Bakanlığı Hava Kuvvetlerindeki açığı kapatmak üzere çeşitli seçenekler üzerinde çalışıyor. Bugünden yarına kısa vadede sorun da çözümlenmiş olacak.
İşte Bu noktada Rektör Naci Gündoğan’ın “Pilot açığına destek sözü” devreye giriyor ki, büyük önem taşıyor.
Peki, bir devlet üniversitesinin soruna yaklaşımının nedeni, nasıl bir katkıda bulunacağı soruları da akla geliyor. Bunun yanıtını genel kamuoyu bilmez ama Eskişehir ahalisinin çoğu bilir;
-Anadolu Üniversitesi bünyesindeki Sivil Havacılık Yüksek Okulu’nun varlığı nedeniyle…
Adı geçen yüksek öğretim kurumu en azından bir 30 yıldır havacılık sektörüne pek çok genç kazandırdı.
-Yalnızca pilot da değil!..
Sektörün yer hizmetlerinde, uçuş hizmetlerinde, hava trafiğinde sektörün ihtiyaç duyduğu çok sayıda sivil havacı uzman…
Yılmaz Hoca fantezilerinden biri daha!..
Havacılık Yüksek Okulu Yılmaz Büyükerşen Hoca’nın rektörlüğü zamanında projelendirilip gerçekleştirildi. Amaç belliydi;
-Yukarıda sayılan havacı personelin sektöre kazandırılması!..
Sanırım “mektepli havacı” projesi üniversiteler arasında bir ilk. Dolayısıyla o yıllarda, hem de üniversiteler çevresinde “yadırgandığını”, eleştirildiğini hatırlarım:
-Kolay mıydı pilot yetiştirmek!.. En başta uzman eğitici kadrolar, kariyer sahibi doçentler, Prof.lar nereden bulunacaktı!.. Hani uçak, havaalanı nerede?..
Yıllar itibariyle hepsi bulundu, hepsi yapıldı.
-Yüz yıl sonra Eskişehir bir sivil havaalanına bile kavuştu!..
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bu kent “Havacılığın merkezi” idi üstelik…
Oysa, kuruluşu projelendirip gerçekleştiren “Büyükerşen tasarrufu” düz mantıkla bile sıradan, ama çok yerinde bir öngörüydü…
-Giderek ve dünya çapında büyüyen sektöre kalifiye eleman kazandırmak…
Haklı çıktı Yılmaz Hoca. Ama, sanırım şöyle bir düşünce aklından geçmemiştir;
-Bir gün gelir, ihtiyaç duyulur Türk Hava Kuvvetlerine pilot da yetiştirilir!..
Anlaşılan o gün gelmiş, Sivil Havacılık Yüksek Okuluna bu konuda ihtiyaç duyulmuş!..
***
Unutmadan kuruluş aşamasında yapılan eleştiriler arasında şu da vardı;
-Yılmaz Büyükerşen’in bir fantezisi daha!..
Ne yapalım Yılmaz Hoca “Fantezi” sayılan şeyleri gerçekleştirmekle ünlüdür!..