İç ve dış gündem yoğun bir şekilde akarken önemli başlıkları kaçırıyoruz diye sıklıkla vurguluyorum.
Benzer şekilde geçtiğimiz günlerde basına yansıyan bir haberin üzerinde durmakta yarar var.
Haberin başlığı şöyle
“Camide mezuniyet programı: Tıp mezuniyetinde vaazlı tören”.
Anlaşılan o ki, Gülhane Tıp Fakültesinin mezuniyet programı camide yapıldı.
Mezuniyetin camide yapılmasının yanında ilginç olan kısımlarına da bakmak gerekli.
Programa “Çocuk yaşta evliliği meşru gösteren” görüşleriyle bilinen ilahiyatçı katıldı.
Mezunlara “Büyük Ufuklara Yürümenin Önemi” başlıklı konuşma yaptı.
“Mezuniyet Duası” ismi verilen programa katılan diğer bir ilahiyatçı da CHP hakkında söylediklerinden dolayı bilinen kişi.
Kendisi “Bir Müslümanın Allah-u Tealanın huzuruna götüreceği en büyük emeli CHP’ye düşmanlıktır.
Bir Müslüman olarak CHP’ye karşı duruşumdan iftihar ediyorum” demişti.
Ayrıca ‘Filenin Sultanlarının’ galibiyeti sonrasında yaptığı cinsiyetçi paylaşımla da çok büyük tepki toplamıştı.
…
Laiklik karşıtı, kadın düşmanı ilahiyatçılar tıp fakültesi mezuniyet programında konuştu.
İnanılır gibi değil.
Bilimi esas alarak cinsiyet gözetmeksizin hastaları tedavi etmesi beklenen doktorlara tavsiyelerde bulunan ilahiyatçılara bakın.
Üniversite, üniversite gezip “6 yaşında çocukla evlenilebilir” diyen
“CHP ve kadın düşmanlığını” en üst seviyeye çıkaran iki ilahiyatçı.
Laiklik ekseninden o kadar hızla uzaklaşılıyor ki bu türden örnekler ne yazık ki çoğalmaya devam ediyor.
…
Bu ve benzer haberlerin derin hüznünü yaşarken geçtiğimiz cuma günü bir caminin önünden geçerken caminin ses sisteminden duyduklarım üzüntümü daha da arttırdı.
Hoca “Mahremiyet, mağduriyet demek değildir. Kadınlar örtünmelidir” dedi.
Konuşmanın devamında,
“Kadın önüne bakmalı.
Kadın ileriye bakmamalı.
Kadın ileriye bakarsa hep daha ileriye bakmak ister” diye de devam etti.
Kadını bu kadar aşağılayan sözler laikliği benimseyen bir ülkedeki din görevlisi tarafından nasıl söylenebilir?
Kullanılan ifadeler “Taliban zihniyetini” yerleştirmeye çalışmak değilse nasıl açıklanabilir?
…
Geçen haftaki yazımda yapılan yeni yasal düzenlemelerle miras paylaşımında kadınların haklarının elinden alınma riskinin olduğunu anlatmıştım.
Son dönemde ülkemizde kadınlar
Eşit miras paylaşımından yoksun bırakılıyor.
Sosyal yaşamdan
Çalışma hayatından koparılmak isteniyor.
Eğitim hakkından yararlanamıyor.
Yaşam tarzına müdahale ediliyor.
Erken yaşta evlendirilme baskısı altında bırakılıyor.
Spor
Müzik ya da
Sanatla uğraşan kadınlar “gericilerin” hedefinde.
…
Kadın üzerinden yürütülen tüm bu olumsuz uygulamalar dünya örneklerinde görüldüğü gibi ‘Radikal İslam'a’ doğru gidişi işaret ediyor.
Böyle bir tablo karşısında,
Kadınlar, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk sayesinde cumhuriyetin kuruluşu ile kazandıkları haklarına sahip çıkmalı.