Tarih 25 Ocak 2025...
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin il kongresine katılmak için Eskişehir'e geliyor.
İl kongresinde kısa bir konuşma yapıyor ve konuşmasında ilk kez Eskişehir'e herhangi bir müjde vermiyor.
***
Ancak...
Erdoğan salona gelmeden önce, kongrenin açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Gürhan Albayrak, kürsüden “müjde” olarak dile getirdiği bir duyuru yapıyor.
***
Gürhan Albayrak'ın duyurduğu müjde, Uluslararası Raylı Sistemler Projesi olarak bilinen URAYSİM projesinin hayata geçeceğine yönelik...
Söz konusu projeyi tüm engellemelere rağmen gerçekleştireceklerini belirten Albayrak, kürsüden “URAYSİM Projesi 2025 yılının 6’ncı ayında ihaleye çıkartılarak hayata geçirilecek” diyor.
***
Gürhan Albayrak'ın yeniden il başkanı seçildiği kongrede, kürsüden verdiği bu müjdeyi “Söz uçar, yazı kalır” düşüncesiyle o tarihte not etmişiz...
Albayrak'ın “2025 yılının 6’ncı ayında ihaleye çıkartarak hayata geçireceğiz” demesinin üzerinden tam 6 ay geçti...
***
Dolayısıyla şimdi şu soruyu sorma hakkımız var:
Uluslararası Raylı Sistemler Projesi (URAYSİM) ile ilgili herhangi bir ihale yapıldı mı?
İhale yapıldıysa, yani verilen söz tutulup projenin hayata geçirilmesi için bu önemli adım atıldıysa mesele yok...
Yapılmadıysa, iktidarın söz verip de yap(a)madığı müjdelere bir yenisi daha eklenmiş oldu...
ZORUNLU EĞİTİM SÜRESİNİN KISALTILMASINI KİM İSTİYOR?
Milli Eğitim Bakanı, 12 yıllık zorunlu eğitim süresinin uzun olduğu konusunda “Bizim için sorun yok. Fakat iş dünyası rahatsız. Lise eğitiminin uzunluğu nedeniyle ara eleman bulamamaktan yakınıyorlar” diyor.
***
İktidara yakın Eğitim-Bir-Sen, 12 yıllık zorunlu eğitim süresinin çok uzun olduğunu, sistemin yeniden düzenlenmesi gerektiğini söylüyor.
Sendika, zorunlu eğitim süresinin kısalması gerektiğini savunarak “Zaten iş dünyası da uzun zorunlu eğitim nedeniyle ara eleman bulamamaktan yakınıyor” diyor.
***
Yani...
Hem bakan hem de iktidara yakın sendika, zorunlu eğitim süresinin uzun olmasıyla ilgili yakınmaların, ara eleman bulamadıkları için iş dünyasından geldiğini söylüyor.
***
Fakat Türkiye genelinde 100 bini aşkın şirketi temsil eden Türk İş Dünyası Konfederasyonu TÜRKONFED, tam tersine; zorunlu eğitimden vazgeçmenin, uzun vadeli kalkınmadan vazgeçmek olacağını belirtiyor.
Dahası...
Konfederasyon, eğitimin süresini kısaltmak yerine, niteliğini ve kapsayıcılığını artıracak reformlara ihtiyaç olduğunu vurguluyor...
***
Şimdi siz karar verin...
Zorunlu eğitim süresinin kısaltılmasını iktidar mı istiyor, yoksa iş dünyası mı?
Çünkü, bir taraf samimi değil ve doğruyu söylemiyor...
ŞU 99 KURUŞLUK ÜRÜN ETİKETLERİ...
Çarşıda ya da alışveriş merkezinde bulunan bir mağazanın önünden geçerken, bir ürün dikkatinizi çekiyor.
Beğeniyorsunuz ürünü ve fiyatına bakıyorsunuz...
Etiketin üzerinde 760,00 lira olduğu yazıyor.
Kararsızlık içinde ayrıldığınız aynı mağazanın önünden birkaç gün sonra geçtiğinizde, etiketin üzerindeki rakam 760,90 olmuş.
Bir süre sonra da aynı ürünün üzerindeki etikette yazan rakam 760,99 yapılmış.
90 kuruş, 99 kuruş aslında etiket değiştirmeye değecek bir para değil.
Belki de etiketin kendisi 90-99 kuruştan fazladır.
Meğer bu şekilde etiketlendirmenin 5 ayrı nedeni varmış.
***
- Fiyat Algısı: Araştırmalar, insanların fiyatları sadece en soldaki rakama göre değerlendirme eğiliminde olduğunu göstermektedir. Yani 49,99 TL, 50 TL'den daha düşük bir fiyat olarak algılanır, çünkü ilk rakam 4’tür.
- Rekabet: Pazarda fiyat rekabeti nedeniyle, perakendeciler fiyatlarını daha cazip göstermek için bu tür fiyatlandırma stratejilerini kullanır. Bu da rakiplerin fiyatlarına göre daha avantajlı görünmelerini sağlar.
- Promosyon ve İndirim: Ürünlerin 99 kuruş gibi fiyatlandırılması, ayrıca bir tür indirim veya kampanya işareti olarak da algılanabilir. Tüketiciler, bu tür fiyatları gördüklerinde bir fırsat yakaladıklarını hissedebilir.
- Maliyet Hesaplamaları: Bazı ürünlerin maliyet hesaplamaları da bu tür fiyatlandırmayı gerektirebilir. Bu, tedarik zincirinin ve satış stratejilerinin bir sonucu olabilir.
