Demek ki bazı hallerde günlük konuşmalarımızda ve yazı dilimizde bir anlam ifade etmediğini, anlamlarından giderek uzaklaştıklarını fark ettim.
Sadece anlamsızlaşmıyor, özellikle sayısal değer ifade edenleri takip edebilmek de zorlaşıyor. Genellikle artan değerlerler olsa da, 24 saat içinde durdukları yerde zıplayıp durmaları kafaları da karıştırıyor. O nedenle yazımızda vereceğimiz kimi rakamlarda “hata” görürseniz beni suçlamayın!..
“Bazı haller” dedik ama, işin gerçeği “OHAL”den kaynaklanan bir durum ile karşı karşıya bulunduğumuzu bilmeyen yok. Gün içinde TV kanallarından, internet sitelerinden izlediğimiz haberlerden;
-İçinde sayıların uçuşmadığı haber bulmak neredeyse imkansız…
Yazının bu noktasında, ister, istemez dikkat çeken bir haber örneğin!..
-Hakan Şükür ve babasının 200 milyon değerinde mal varlığına el konuldu!..
Rakam “yuvarlak” olduğu için akılda tutmak kolay.
Profesör, doçent vesaire!..
Ya bundan sonrasında ister, istemez sözcüklerin arasına sıkıştıracaklarıma ne demeli!.. Yuvarlamanın da imkanı yok ki!..
Yüksek Öğrenim Kurumu’nun (YÖK) dünkü açıklaması, tam anlamıyla “bomba gibi” düştü haber sitelerinin sayfalarına;
-Üniversitelerde 4 bin 225 kişi görevden uzaklaştırıldı!..
Düşünün, ülkemizde devleti ve de özeli 100 civarında üniversite var. Bir hesapla ve ortalama her üniversiteden 40 öğretim görevlisi uzaklaştırılıyor!.. uzaklaştırılanların miktarı bu kadarsa, belli ki tamamının sayısı (tam bilmiyorum) 50-60 binlerde olmalı.
-Profesör, doçent ve saire…
Aralarında benim gibi “parça tesirli bomba” benzeri haberi onlar da okumuştur. Bir şekilde irsiyet bağlantısı olan eş. Ana-baba, çocuklarda;
-Acaba aralarında ben de var mıyım, bizim oğlan da mı gitti!..
Kafanızda sayının anlamsızlaşmasını bir yana koyun. Sözcüklere dönelim;
-Ne demek uzaklaştırmak?..
Kampuslara giremeyecek, odalarını toplayacaklar. Burası iyi-kötü belli oluyor da. Acaba işlerine son mu verildi?...
Bizimkilerde durum nedir?
O hal ortamında belli olan, 15 Temmuz öncesi ve sonrasının sonucu.
Silahlı kuvvetlerden, Bakanlıklardan Tapu müdürlüklerine varan “FETÖ’cü temizliği”nin bir sonucu. Bakarsanız, epey öncesinde üniversitelerde binlerce fakülte dekanının görevden alınmasının devamı. Niteliğinde.
Uzaklaştırmanın öncesinde verilen bir rakam var ki o sözcüğü anlamlaştıran da o;
-İncelemeye alınan 6 bin 500’e yakın kişiden 4 bin 225’inin uzaklaştırılması!..
Aradaki fark, diğerlerinin “temize çıktığını” mı anlatıyor?.. Ya da tersinden kalanının “FETÖ zanlısı” olduğunu mu?..
-Açıkçası ben anlayamadı, anlamlandıramadım…
Yakında o ilk açıklamanın “demek istediği” tartışılacak ve netleşecektir. Bu noktada kendimize dönersek;
-Eskişehir’in iki üniversitesinde durum ne?..
Akademisyeni, idari personeli kaç kişi oldukları da bugün yarın belli olur. Umarız daha anlamlı sözcükler ve net sayılarla…