Toronto merkezli Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı (ÜniAR) tarafından 2016 yılından bu yana düzenli olarak gerçekleştirilen "Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırmasının" sonuçları açıklanmış.
***
Araştırmada, Türkiye’nin 81 ili üniversite öğrencilerinin yaşam koşulları, genel memnuniyet düzeyleri ve şehirlerde sunulan öğrenci dostu uygulamalar açısından değerlendirilmiş.
***
Öğrencilerden en yüksek puanı alan Eskişehir, geçmiş yıllarda olduğu gibi "öğrenci yaşamına en uygun şehir" unvanını korumayı başarmış.
***
Kısacası...
Eskişehir Türkiye'nin Öğrenci Dostu Şehri olmuş...
***
Gönül istiyor ki; Eskişehir, “Öğrenci Dostu Şehir” olmasının yanına “Başarılı Üniversitelerin Şehri” olma özelliğini de eklesin...
Maalesef Eskişehir'in geçmişte var olan bu özelliği şimdilerde pek yok...
***
Şehir, içinde yaşayanların yaklaşımı, belediyelerin sağladığı imkanlar, kamuya ait kurumların göstermiş olduğu hassasiyetler, esnaf ve tüccarın ihtiyaçları karşılama adına verdiği hizmet ve yaratılan özgür ortamlar ile “Öğrenci Dostu” olma özelliği tescillenmiş...
***
İş biraz da, bundan böyle üniversitelerimizin biraz daha başarıyı artırma çabasını göstermesine kalıyor...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


Ü N İ V E R S İ T E-5

BU GELENEK ARTIK SONA ERMELİ...

Cenaze defin sonrası mezarlıkta yaşanan bir gelenek var...
Define katılanlara mezarlık çıkışında pide-ayran-helva gibi yiyeceklerin dağıtılması...
***
Dağıtılan bu yiyecekler bazen mezar başında bazen de mezarlık kapısı önünde, sağa sola oturularak ya da araçların üzerinde bir güzel yenip içiliyor.
***
İlginç olan: çoğu kişinin yanlış bulduğu ve eleştirdiği bu gelenek bir türlü terk edilmiyor.
Cenaze ritüeli adeta eksik kalacakmış düşüncesiyle ısrarla uygulanmaya devam ediliyor.
***
Birkaç dernek ve topluluk, bir süre önce, üyelerinin cenaze törenlerinde bu geleneği sonlandırdığını açıkladı...
***
Bunlara en son Doğançayırlılar Derneği eklenmiş.
Bundan böyle üyelerin cenaze törenleri sonrası yiyecek ve içecek dağıtılmasına son verildiğini açıklamış dernek yöneticileri...
***
Doğrusu isabetli de bir karar olmuş alınan karar.
Umarız bu geleneğin sonlandırılması adına benzeri kararlar diğer dernek ve topluluklar tarafından da alınır ve bu anlamsız, gereksiz, yanlış uygulama artık tarihe karışır...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Pide-3
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

MAĞAZA ÇALIŞANLARI ZİNCİRSİZ KÖLELER!

Perakende mağazacılık sektörü, yüz binlerce çalışanı istihdam eden büyük bir sektör.
Çalışanların büyük bir bölümü, aldığı eğitim alanında iş imkanı bulamayan üniversite mezunu gençlerden oluşuyor.
***
Geçenlerde sohbet etme imkanı doğdu bir mağaza çalışanıyla...
Biyoloji bölümünden mezun olmuş 23-24 yaşında pırıl pırıl bir genç.
Bitirdiği bölümle ilgili iş arayışları sonuçsuz kalınca, kendisini bir hazır giyim markasına ait mağazada çalışan olarak bulmuş...
***
En az 8, bazı günler de 10 saat süren mesai boyunca hiç oturmayıp, ayakta durmak zorunda kalmaları ile ilgili kuralın, hiç de insani bir kural olmadığına yönelik başlatmak istediğim sohbet, genç çalışanın yorgun yüzünde önce acı bir tebessüme neden oldu...
Ardından da, yasası deşilmişcesine dudakları arasından zorlukla şu cümle döküldü: “Bırakın bir dakika oturmayı, mağazada müşteri olmasa bile ayakta bir yere dayanmamız, elimizde basmalı kalem bulundurmamız, hatta mağazada çalan müziği mırıldanmamız bile yasak!”
***
Böylesine gaddarca bir kuralın konulma nedenini bir türlü anlayamadığımızı, hiçbir müşterinin bu gibi kuralları mesele edecek kadar vicdan yoksunu olmayacağını falan anlatmaya çalışıyorduk ki, “Şartların zorluğu sadece bundan ibaret değil ki” diyerek girdi araya...
***
Zaman zaman gözü mağazanın kameralarında ve muhtemelen de “Mağaza müdürü beni izliyor mu acaba?” endişesiyle başladı anlatmaya...
-Her gün, parıldayan neon ışıklarıyla kaplı 75 metrekarelik mağaza içinde, gün ışığından mahrum mesai saatleri...
-Hafta sonu izin yok, hafta içi bir gün izin ve o gün de bırakın sosyal yaşamı, dinlenmeye bile yetmiyor.
-Sosyal hiçbir hak yok.
-Bazen düzenli maaş da yok.
-Sendika ve örgütlenme hak getire.
-Molalar yetersiz.
-Beslenme düzensiz.
-Mobing ve baskı da cabası...
Dahası...
-Yükselme şansı da işin geleceği de yok!
***
Mağazadan ayrılırken, diğer çalışanlara da kaydı gözüm...
Sonrasında yan yana dizilmiş diğer mağazalardaki çalışanlara baktım dikkatlice...
Hepsi gençti ama hepsi genç yaşında tükenmiş, hepsi ayakta resmen tüketilmişti!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Mağaza-1