Baktılar ekonomi gittikçe batağa saplanıyor, dışarıdan uygun faizle para bulmak lazım yani AB ile iyi geçinmek gerek, üstelik ABD’de Biden seçimi kazanınca, başımıza bir de oradan çorap örülmesin diyerek hem Cumhurbaşkanı hem adalet bakanı dümeni hızla kırıp, “hukukta ve ekonomi de reform yapacağız” açılımını yapınca, iyi polis Bülent Arınç dayanamadı: “Ben de Erdoğan’da adaletin yanındayız” deyiverdi. Yetmiyormuş gibi Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın haksız, hukuksuz tutuklanmalarına itiraz etti. Oysaki kendisi “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” ve “Allah verdikçe veriyor” laflarıyla malumumuz olup zaman zaman çeşitli çıkıntılıklar yapmasıyla da belleklerimizdedir. Sonrasını biliyorsunuz; “sepeti koluna herkes yoluna” oldu. Küçük ortağın sahibi her nedense “Kürt” lafı duyunca tüyleri diken diken oluyor. Reiste Arınç’ı harcayarak, kendi bekası için yılların dostluğunu satışa çıkarmak zorunda kaldı. Korku dağları bekler, ya küçük ortak kızarsa… Böylece Bülent Arınç birdenbire ekonomi ve hukukta yapılacak reformların turnusol kağıdı oluverdi. Doğrusu ne içeride ne de dışarıda zaten kimse inanmamıştı, doların seyrini izleyin anlarsınız. Daha önce de söylediğim gibi bu ülkede ekonominin iyiye gitmesi için koltukların boşalması lazım…

Durumumuzu en iyi Cumhuriyet Gazetesindeki köşesinde Emre Kongar hoca özetlemiş. “Şahsım devleti Türkiye Cumhuriyeti’ni yıktı, ama onun yerine kendi devletini kuramadı. Sonuç olarak ortada ne yasa kaldı, ne kural, ne gelenek”. Hukukun boşluğunu zulüm doldururmuş. AKP’den bir çağdaş parti çıkarma gayreti boşa çekilen kürektir. Şimdiye dek yapıp ettiklerinden dolayı, maliyeti ne olursa olsun kendisini sadece iktidarda tutmaya mecbur hisseden çıkarcı insanların toplaştığı yerdir artık AKP. Tanrının cennetinden itaatsizlik yüzünden kovulan insanevladının yeryüzünde biat kültürünü keşfetmesi de tuhaf bir ironi olsa gerek. Özgürlüğün en büyük düşmanı, halinden memnun kölelermiş, köleler zincirlerini kırıp, partinin içini boşaltıklarında Reis de arkasına bakacak ve durumu ancak o zaman anlayacak. “Hayatta uyuyabilmekten daha büyük bir zevk tanımıyorum” demiş Fernado Pessoa, sahi Cumhurbaşkanı rahat uyuyor mudur acaba?..