Siyasetin, bürokrasinin içinde olanların iyi bildikleri bir tanımdır “komisyon.” Genellikle de ilgili konuyu “iyi Bilen”, o konuda eğitimi, çalışmışlığı, uzmanlığı olan meslek mensuplarından oluşur.
Biz de ise seçilen kişilerin bu anlamda vasıfları, nitelikleri göz önünde bulundurulmakla birlikte “dolgu maddesi” bulunsun anlamında, konuya ilişkin genel kültürü bile olmayan kişiler de komisyonun içine dahil edilirler ki, bunun anlamı onlara verilen “talimat” gereği;
-Görüşmeleri sulandırmak, diğer uzman üyelerin kafalarını bulandırmaktır!..
Bu amaçla kurulan komisyonlardan ya çözüme ilişkin bir sonuç çıkmaz, ya işe yaramaz sonuçlarla amaca ulaşılmaz! O nedenle bu türden olumsuzlukların yaşanacağı bilindiğinden “komisyon kurulması” için çaba gösterir gibi görünenler de bunu bildiklerinden bıyık altından gülümsemeyle hükmü verirler;
-Salla komisyona gitsin!..

Adsız komisyon görevde…

Siz ara başlıktaki nitelememe bakmayın!..
Bu satırları okuduğunuzda komisyonun adını da biliyor olacaksınız. Sanırım hangi komisyondan bahsettiğim anlaşılmıştır. Yine de kısa hatırlatmalarda bulunayım.
Neredeyse 11 ay oluyor. O süreçte TBMM yeni çalışma dönemine başlamış. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli sürpriz(!) bir hamle ile DEM Parti grubunun oturduğu sıralara yöneliyor, grup başkanvekilleri başta kimi milletvekillerinin ellerini sıkıyor. TBMM’nin diğer milletvekilleri şaşkın. Öyle ya sayın Bahçeli daha 3-5 ay öncesinden “Bu parti ya milli olsun ya da kapatılsın” diyen kişi değil miydi?
Aynı bahçeli bir süre sonra partisinin grup toplantısında “PKK’nın kurucu önderi Öcalan gelsin DEM grubunda konuşsun, PKK’yı feshettiğini açıklasın” diyen MHP lideri değil miydi?
***
Uzatmayalım, 6-7 ay gibi bir süreçte olaylar ya da süreç ağır-aksak da olsa gelişme gösterdi. Bir takım karşı çıkışlı demeçlerle süreç devam ede geldi. Bu arada uzun yıllar tecritte olan Abdullah Öcalan ile (önce devlet temsilcileri) DEM parti heyetlerinin görüşmeleri başladı. Devamında heyetin TBMM’de grubu bulunan partileri “Bilgilendirme amaçlı” ziyaretleriyle devam etti. Uzatmayalım, Öcalan’ın, PKK’nın (sözde diyorduk ya) yöneticilerine yönelik bir mesajı geldi:
-Yetkili kurullarınızı toplayın, PKK’yı feshettiğinizi açıklayın!..
Onlar da, daha fazlasını (sembolik silah yakarak) yaparak fesih kararını açıkladılar!..
Sırada TBMM Başkanı Numan Kurtulmuşta idi. AKP’nin “Terörsüz Türkiye” olarak adlandırdığı bir komisyon çalışmalarını başarıyla yürüttü ve (dün itibariyle) sonuçlandırdı.

Kurtulmuş’tan olumlu mesajlar

Terörsüz Türkiye adına ilk itiraz DEM parti yönetiminde geldi;
-İsimlendirmede demokratikleşme vurgusu da mutlaka yer almalı!..
Bir süre komisyonda yer alıp, almamayı tartışan CHP yönetimi de demokratikleşmeyi önemseyen vurgularla DEM’in önerisini destekler görüşteydi. Buna dün itibariyle bir ekleme daha yaptı CHP’liler;
-Adalet de olmalı!..
Böylelikle AKP’nin isminin açılımında yer alan “Adalet” vurgulamasına göndermede de bulunmuş olacaklardı. Öyle yaptığı mitinglerde kitleler boşuna;
-Hak, hukuk, adalet diye inletmiyorlardı meydanları!
***
Partilerin belirlenen oranlardaki milletvekili temsilcilerinin katılımıyla ilk toplantısını yaptı (Adsız) komisyon. İlk toplantıda adıyla birlikte çalışma koşullarıyla birlikte ele alacağı sorunları (konuları) da belirleyecek.
O ilk toplantıda açılışı TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş bir konuşmayla yaptı. Genel hatlarıyla olumlu buldum verdiği mesajları. “Tarihi bir dönüm noktasındayız” diyerek söze başlayan Kurtulmuş’un ilk sözleri şöyleydi:
“Bu salında yeni bir dönemin başlangıcına şahitlik ediyoruz. Tarihi bir dönüm noktasındayız. Bu komisyon sıradan bir heyet değil. Süreç, herhangi bir kişi ya da kurumun değil, aziz milletimizin meselesidir.”
***
Hayırlı olsun. Umarım mesele komisyona “sallanıp” küllenmeye terkedilmiş olmasın!..