Bilgisayarın başına oturdum, elim klavyenin tuşlarına bir türlü gitmiyor.

Bu ağır ortamda ne yazılabilir ki?

Ankara’dan gelen patlama haberi.

Yanan servis araçlarının görüntüleri.

Ölüler, yaralılar.

Terör, can almaya devam ediyor.

7 Haziran seçiminden bu yana ortalık kan ve gözyaşından geçilmiyor.

Başkent, 10 Ekim’den sonra ikinci kez patlayıcıların ateşi altında.

Diğer yandan, Güneydoğu’nun halini günlerdir yazıyoruz.

Taş üstünde taş kalmadı.

Harabe şehirlerle karşı karşıyayız.

Ölen çocuklar, siviller, masum insanlar.

Arkası kesilmeyen şehit haberleri içimizi yakmaya devam ediyor.

Terörün adresi bir ay önce de Sultanahmet Meydanıydı.

Saldırı sonucunda çok sayıda turist yaşamını yitirmişti.

Boğazım, düğüm, düğüm.

Beynim. sözcük üretemiyor.

Yüreğim, cümle kurmaya izin vermiyor.

Ellerim ise zaten çaresiz.

Düşünüyorum…

Herşeyin karmakarışık olduğu bir ortamda Uğur MUMCU’nun dizelerine takılıp, kalıyorum.

Öldürüldük Ey Halkım, Unutma Bizi.”