Seçim öncesinde meydanlar hareketli, adayların görselleri her tarafı kaplamış durumda.
Ekipler kapı kapı dolaşarak adayların tanıtım malzemelerini dağıtıyor.
Bu süreçte ortalık ‘gerçeklikten uzak vaatlerden’ geçilmiyor.
Örneğin temel maliyet kalemleri ortadayken ve kamu kurumlarının maliyetinin altında satış yapamayacağı bilindiği halde “Su fiyatını yüzde 40 ucuzlatmayı” vaat eden Büyükşehir Belediye Başkan adayı bile var.
Aynı aday Sağlık Bakanlığı’nın ilgili birimleri tarafından düzenli olarak denetlenen şebeke suyu ile meyve, sebze yıkanamayacağını da ifade ederek açıklamalarını ‘iftira’ kampanyasına dönüştürmüş durumda.

Diğer yandan, bu süreçte öyle açıklamalar yapılıyor ki, çok farklı gündemler yaratılıyor.
Bu bağlamda iktidarın bazı adaylarının mal varlıkları ile ilgili tartışmaların nerelere uzanacağını ise tahmin etmek mümkün değil.
Muhalefet partilerinin Belediye Başkan adayları “Ülkenin derinlikli sorunlarından hareket ederek yerel projeler” açıklıyor.
En başta derin yoksulluğun yarattığı ‘gıdaya erişim sorunu’ muhalefet partilerinin Belediye Başkan adaylarının öncelikli çalışma alanını oluşturuyor. 
Adaylar “Sosyal belediyecilik” anlayışıyla merkezi hükümetin yapması gereken ancak siyasi tercihlerle gündeme alınmayan önemli kamu hizmetlerini önümüzdeki beş yıl için projelendirmeye çalışıyor.
İktidar partisinin Belediye Başkan adayları ise örneğin son dönemin en önemli konularından olan ‘emeklilerin geçim derdi’ dile getirildiğinde “Bunun yerel seçimle ne ilgisi var” deme kolaycılığına kaçabiliyor.
Gerçekten de önceliklerin ve ölçeklerin birbirine karıştığı çok ilginç bir kampanya dönemi geçiriyoruz.

Yereldeki kampanyaya baktığımızda ise iktidarın temsilcilerinin kente ilgisinin yüksek olduğunu söylemek mümkün.
Neredeyse her gün başka bir Bakanın kenti ziyaret ettiğine ve vaatlerde bulunduğuna tanık oluyoruz.
İktidar partisinin Belediye Başkan adayları da kamu kurumu yöneticilerini seçim sürecine aktif biçimde katarak ‘kural tanımadan’ sahada çalışmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde AKP’nin Büyükşehir ve Odunpazarı Belediye Başkan adayları Şehir Hastanesi personeliyle bir araya geldi.
Kayda geçmekte yarar var.
Seçim çalışması yapılan yer: Kamu binası
Tanıtıma katılanlar: Kamu çalışanları
Adaylar, hastane personeli olan kamu görevlilerine projelerini tanıttılar açıkça siyasi propaganda yaptılar.

Başka bir örnek daha verelim.
AKP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Osmangazi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü tarafından düzenlenen etkinlikte öğrencilerle bir araya geldi.
Yine kayda geçelim.
Seçim çalışması yapılan yer: Osmangazi Üniversitesi Fazıl Tekin Konferans Salonu
Katılanlar: Osmangazi Üniversitesi Rektörü ve Üniversite öğrencileri 
AKP Büyükşehir Belediye Başkan adayı tahmin edildiği gibi bu buluşmada gençlere yönelik vaatlerini anlattı.
Osmangazi Üniversitesi Rektörüne sormak gerekli.
CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ayşe Ünlüce kampüste gençlerle buluşmak istese izin verilir miydi?
Yanıtı elbette ki hayır.
Son dönemlerde kendi emekli personelini bile kampüse almak için zorluk çıkaran üniversite yönetimleri AKP’li isimlere gelince kapılarını sonuna kadar açıyor.
Anımsatalım kısa bir süre önce Cumhurbaşkanının oğlu ve aynı zamanda İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı olan Bilal Erdoğan da Anadolu Üniversitesinde gençlerle buluşmuştu. 

Kamu kurumu yöneticileri, iktidarın emrinde ve doğrudan siyasetin içinde.
Kamu kurumları, merkezi yönetimin her türlü propaganda çalışması için arka bahçe olarak kullanılıyor.  
Muhalefet partilerinin adayları açısından ise ‘büyük bir eşitsizlik’ ve ‘kuralsızlık’ ortamında seçim kampanyası yürütülüyor.