31 Mart yerel seçiminin sonuçları ile ilgili çok fazla başlık açmak mümkün.
Öncelikle kayda geçelim, CHP 1977’den bu yana yapılan seçimler içinde en yüksek oy oranına ulaştı, 2019’da yapılan yerel seçime göre de oy oranını arttırdı.
CHP, Eskişehir’de de Büyükşehir başta olmak üzere Odunpazarı, Tepebaşı ve kırsalda Seyitgazi, Sivrihisar, Alpu, Beylikova, Mahmudiye ve Çifteler ilçelerinde Belediye Başkanlıklarını kazandı. Bu sonuçlara göre Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclisinde çoğunluğu elde etti.

Seçim sonuçları ile ilgili zaman içinde rakamsal veriler ortaya konuldukça farklı analizler elbette yapılacaktır.
Sayısal verilere boğulmadan mevcut tabloya bakarak “AKP mi kaybetti, CHP mi kazandı” sorusu üzerinden fikir yürütmeyi deneyelim.
Bazılarınızın ‘saçma bir soru’ dediğinizi duyar gibi oluyorum ama yine de sorunun yanıtlarını aramaya devam edelim.
47 yıl sonra bu seçimden birinci parti olarak çıkan CHP’nin başarısının arkasındaki nedenlerle ilgili saptamalar yapalım. 
CHP’nin başarısındaki en önemli etkenlerden birinin 4-5 Kasım’da yapılan kurultay sonrasında ortaya çıkan ‘yönetim değişikliği’ olduğu gayet açık.
Partide yaşanan “değişim” süreci toplumda karşılık buldu ve CHP’nin önceki genel başkanına yönelik ‘statükocu algının’ büyük ölçüde değişmesini sağladı.
Seçimin kaderini belirleyen önemli gelişmelerden biri de CHP’nin ‘ittifaksız’ bir şekilde seçime girmesi oldu.
CHP adaylarını bağımsız bir şekilde belirledi, ittifak dolayısıyla aday pazarlıkları yapılmadığı ve farklı ödünler verilmek zorunda kalınmadığı için kendi kararlarının sorumluluğu ile daha dikkatli hareket etti.
Diğer yandan ittifak ortaklarını memnun etme gibi bir zorunluluk olmadığı için genel akışla ilgili ‘ürkek siyaset’ izlemek durumunda kalmadı.
CHP’nin adayları, ‘sosyal demokrat belediyecilik’ anlayışı çerçevesinde ve partinin ideolojisine bağlı kalarak oluşturdukları projelerini büyük bir özgüvenle topluma anlatma fırsatı buldu. 
Batı demokrasilerinde olduğu gibi daha çok kadın aday gösterilmesi kadın seçmenler üzerinde çok olumlu bir etki yarattı ve kadın bakış açısının yerel yönetimlere yansıtılması büyük bir ilgi oluşturdu.
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere mevcut Belediye Başkanlarının halka dokunan, kentin sorunlarına duyarlı yaklaşımını örnekleyen uygulamaların çok olması da genel olarak partiye yakınlık duyulmasını sağladı.

2002 yılından bu yana iktidarda olan ve kurulduğundan beri ilk kez bir seçimden ikinci parti olarak çıkan AKP’nin neden ‘irtifa kaybettiğine’ yönelik tespitlere de göz atalım.
Öncelikle belirmek gerekli milyonlarca emeklinin yaşadığı geçim sıkıntısı bu seçimin temel belirleyici unsurlarından biri oldu.
Toplumun tüm kesimlerinden gelen ısrarlı taleplerine karşın emeklilerin maaşlarında ‘iyileştirme’ yapılmadı, ‘promosyon’ oyalamacasıyla emeklilerle adeta alay edildi.
Aslında emeklilerin ‘açlıkla mücadele’ denilebilecek boyuttaki sorunları iktidar kanadında ne yazık ki ciddiye alınmadı.
Belediyeler tarafından ‘sosyal yardım’ vaat edilen emeklilere ‘ek iş yapma’ tavsiyesi verenler bile oldu.
Cumhurbaşkanının “Emekliye ne verirsek verelim, dipsiz kuyu misali kaybolup gidiyor” yönündeki açıklaması ise sorunlara çözüm getirilmesi yolundaki umutların yok olmasına neden oldu.
Artan hayat pahalılığı ve yaşanan derin yoksulluk seçmenleri AKP iktidarına karşı seçimde tepki vermeye yönlendirdi. 
“Kibir siyaseti” ve zenginleşen AKP elitlerinin parti tabanından kopması halkla iletişim kurulamamasına neden oldu. 
Diğer yandan AKP’nin Ankara ve İstanbul adayları gafları ve açıklayamadıkları servetleriyle seçmenin güvenini kazanamadı.
Ekonomideki sorunların yanında ‘yargıya güvenin kalmaması’ ve ‘yasama ve yürütmenin tek elde toplanması’ nedeniyle ortaya çıkan kamu vicdanını rahatsız eden uygulamalar da AKP’nin sadık seçmenini kendisinden kopardı.

Soruya tekrar geri dönersek AKP’nin tek kişiye bağlı olarak kurduğu yönetim sisteminin toplumda yarattığı hoşnutsuzluk, ekonomideki bir yerden bir yere savrulan istikrarsız uygulamalar bu yerel seçimde CHP’nin başarısının anahtarı oldu.
Yenilenen kadroları ve değişimi benimseyen anlayışı ile CHP seçimden başarıyla çıktı.
Bugünden itibaren önümüzdeki 5 yılda CHP’li belediyelerin başarılı olması çok önemli.
14 ve 28 Mayıs yıkımını yaşayan muhalif seçmen için bu seçimle birlikte yeşeren umutların süreç içinde büyüyerek genel bir yönetim değişimine yol açması için CHP’li belediyelerin sorumluluğu çok büyük.