Misak-I Milli bizim ulusal andımızdır.

Kurtuluş Savaşı başlamadan önce, ülkemizin topraklarını gösteren haritadır. Sınırlarımız aşağı yukarı bugünkü gibidir.

Bir eksik vardır...

Musul...

Misak-ı Milli'de Musul sınırlarımız içindedir.

Musul'un alınması Atatürk'ün de vasiyetidir. Musul, sadece bir vilayetten ibaret değildir. ırak ve Suriye'nin kuzeyini kapsayan büyükçe bir eyaletin adıdır.

Bu konuda Yalçın Küçük'ün yıllar önce yazdıkları son derece önemli ve değerlidir:

-Misakı Milli gibi bir manifesto, dünyanın her yerinde hukuk belgesi olarak kabul edilir ve itibar görür. Bu hukuk belgesine göre Musul vilayeti ile çevresi, yani Kuzey Irak bölgesi Türk toprağıdır. Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, İsmet Paşa hazretlerine Musul konusunda açıkça vasiyette bulunmuştur. İsmet Paşa da, bu vasiyeti aynı şekilde Bülent Ecevit’e aktarmıştır. Bir devletin aklı böyle yürür. Bunu yazdığımda, herkes ‘nereden çıktı şimdi?’ derken, Bülent Bey, şükranla anıyorum, hiç kem küm etmeden ‘Yalçın Küçük doğru söylüyor’ demiştir. Pekiyi, ne demektir Misak-ı Milli? ‘Ahd-ı Millî Beyannamesi’ veya ‘Misakı Milli’! Bunların  ikisi de ‘Ulusal Yemin’ anlamına gelir. Türkiye’nin temelinde o ‘Ulusal Yemin’ var!” 

.../...

CHP'nin eski genel başkanı Deniz Baykal'ın yaptığı çıkışa bazıları tepki gösteriyor. Oysa, Türkiye'nin bir "ulusal yemini" var...

Baykal'ın yapmak istediği bu "yemini hatırlatmaktan ibaret"

Açıklamaları bir de bu açıdan okumak gerekir!

-------------------

BİZ AZ YAZARIZ

SİZ ÇOK ANLAYIN!

Yılmaz Erdoğan'ın "Organize İşler" filminde aklımda kalan bir replik vardı.

Filmin kahramanlarından "Süperman" beraber yemek yediği Üzeyir abisine şöyle seslenir:

-Üzeyir abi sen dilsiz değilsin.

Üzeyir abi kafasını "hayır" anlamında bir sağa bir sola sallar.

Süpermen bu kez şu soruyu sorar:

-E niye hiç konuşmuyorsun?

Yanıt filozofçadır:

-Bir ara çok konuştum. Hiç faydasını görmedim, bıraktım…

Gazetemizin muhabirlerinden Deniz Sevim, bir kaç hafta önce şu soruyu yöneltti:

-Abi, sen bu konuyla ilgili hiç yazı yazmadın

Haklı...

Yanıtımız, Üzeyir abi gibi oldu...

-Bir ara çok yazdım. Hiç faydasını görmedim, bıraktım!

.../...

Gazeteciler için bundan sonrası böyle:

-Biz az yazarız, siz çok anlayın!

------------------------------------

KIZILİNLER'DE

EMEKLER

BOŞA GİTMESİN!

Eskişehir'de Termal Turizmin önünü açacak Kızılinler projesinde beklenen haber geldi...

1 milyon 198 bin metrekarelik alan turizm amaçlı yatırım yapmak isteyen girişimcilere tahsis edilecek...

Asıl iş bundan sonra başlayacak...

Girişimcilerin Eskişehir'e yatırım yapması için ikna edilmesi gerekiyor...

Bu nedenle bundan sonrası için Eskişehir'deki tüm kurumların el birliği ile çalışması gerekiyor...

Yoksa Kızılinler projesi, sadece kağıt üzerinde kalır ve bunca emek boşa gider!

----------

TEPKİ VARSA

TEŞEKKÜR

NİYE YOK!

Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Muammer Karaman, öğrencilerin Din Dersini seçmesini teşvik etmelerini isteyen Milli Eğitim Müdür yardımcısı ali Pehlivan'ın görevden alınmasına tepki gösterdi...

Bir sendika başkanı olarak, safını belirledi ve gerekli uyarıyı yaptı...

Benim merak ettiğim konu başka!

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ne demişti:

-O yazıyı gönderen kişiyi görevden aldık...

Acaba, Din Derslerinin teşvik edilmesine tepki gösterenler Bakan Nabi Avcı'ya teşekkür edecek mi?

------------------

İNSANA DAİR

*İnsan geride bıraktıklarını özler, sahip olduğundan sıkılır, ulaşamadığına tutulur. Genelde ulaşılmaz olan hep aşk olur.

*İnsanları tanımak için onları sınamaktan korkmayın; Çünkü kaybedilmesi gerekenler, en önce kaybedilmelidirler.

*Hayat öyle lanet bir şey ki; Ya yanlış zamanda doğru insanı karşına çıkarır. Ya da yanlış insanla, zamanını harcatır.. (Seneca)