Şu korona belâsı...
Hepimizi yeniden evlere hapsetti.
Dünyayı yakıp kavuruyor.
Bir de adı bilinmedik çeşitleri çıktı bu görünmez düşmanın.
Yok İngiliz mutantı, yok Güney Afrika mutantı, yok Brezilya mutantı...
En son da Hindistan mutantı çıktı. Çok hızlı yayılıyormuş, çok bulaşıcıymış.
Kimileri "mutant"; Sağlık Bakanı da "varyant" diyor. Hangisi doğruysa...
*
Demem o ki,
Adamlar aya, biz yaya misali yine ayazda kaldık.
Elin gâvurları bir bir aşıyı çoktan buldular.
Biz ise Çin-i Maçinden aşı getirtiyoruz.
Eh o zaman da taşıma suyunan değirmen bu kadar dönüyor.
*
Peki biz niye bir türlü bulamıyoruz? Neyimiz eksik?
Merak edip araştırdım.
Geçmişe dönüp şöyle bir baktım da;
Biz "Ulema" diye adlandırılan cahiller güruhu tarafından yüz yıllarca uyutulurken,
Saç sakal risaleleri,  kaç metre sarığın ne kadar sevaba tekâbül ettiği tartışmalarıyla avutulurken,
Deve sidiğinden şifa umarken,
Matbaayı dört asır ıskalarken,
Rönesansı reformlardan hiç haberimiz olmazken,
Keşiflerin, buluşların "gâvur İcadı" deyip yanına bile yaklaşmazken,
Biz sanayi devriminin daha ne olduğunu bile anlayamadan, elin gâvuru  saksıyı çalıştırmış.
 Labaratuvarlarda sabahlayıp bilim üretmiş.
*
Bu güne gelirsek...
Şu an ülkemizde, 131'i devlet, 78'i vakıf olmak üzere toplam 209 üniversite mevcut.
Devlet ve vakıf olarak bu üniversitelerin bünyesinde  yüzyirmi tıp fakültesi var.
Bu sayı, dünyanın en gelişmiş ülkelerinden İngiltere'de yalnızca otuzyedi.
Yani bizdeki tıp fakültesi sayısı İngilter'nin neredeyse üç katı.
Saksıyı onlar çalıştırıp bilimi de onlar ürettiğine göre,
Haklı olarak aşıyı da onlar bulacak...
*
Biz neden hep böyleyiz diye kendi kendime üzülüp dururken,
Bir dosttan bir ileti geldi.
Sizin yorumunuzu bilemem, ama ben çok ilginç buldum.
"Diyanetin bütçesi: 12 Milyar Tl.
Sağlık bakanlığı bütçesi:  2,7 MilyarTl.
Görüldüğü gibi Diyanet'e ayrılan para, Sağlık Bakanlığın'a ayırlan paranın neredeyse on misli.
Peki Diyanet ne üretir?
Bu tabloyu gördükten sonra nutkumtutuldu.
Başka söze ne gerek var ki..?