Sosyal medyada fil beynine dair bazı ilginç bilgiler görünce bazılarını sizlere de aktarayım dedim. Bir filin beyni, yaklaşık 4,5-5,5 kilogram ağırlığında olup karada yaşayan herhangi bir memelinin beyni arasında en büyük olanıdır. Ancak beyin büyüklüğü tek başına zekâ göstergesi değildir; daha önemli olan, vücut büyüklüğüne oranıdır. Ayrıca, fil beyninde yaklaşık 257 milyar nöron bulunur. Bu sayı, insan beynindeki nöron sayısından daha fazladır. Bu fazlalık da tek başına zekâ düzeyi saptamada yeterli olmasa da bir küçük gösterge sayılabilir. Fil beyninde özellikle duygusal algıyla ilişkili bölümler oldukça gelişmiştir. İnsanlar bu durumdan yani filin duygusal beyin olan “limbik sisteminin” bu denli gelişmişliğinden bakın nasıl yararlanıyorlar: Bir fili bir ülkeden başka bir ülkeye, örneğin Hindistan’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne uçakla taşımak gerektiğinde, kafesine minik civcivler yerleştiriliyormuş. Çünkü devasa boyutuna rağmen fil, onlara zarar vermekten korkup, uçuş boyunca yanlışlıkla birine bile basmamak için tamamen hareketsiz kalıyor, bu sayede de uçağın dengesi sağlanıyormuş. Bu davranış filin ne kadar asil bir hayvan olduğunun ilk göstergesi olarak kabul ediliyormuş…
Bilim insanları bu davranıştan büyülenmiş olacak ki, araştırmalarını filin beynine kadar götürmüşler. Ve orada son derece nadir bulunan sinir hücrelerini keşfetmişler: “Fuziform” hücreler. Aynı hücreler insanda da derin korteks katmanlarında sıkça görülürler; bunlar öz farkındalık, empati ve sosyal algıdan sorumludur. Leonardo da Vinci filler hakkında şöyle yazmıştı: “Fil, doğruluğu, aklı ve ölçülülüğü simgeler.” Adeta bir bilgelik gösterisi. Filler asla yalnız yürümezler her zaman bir grubun içinde bulunurlarmış ve her zaman bir lideri takip ederlermiş. Hayli utangaç olan filler çiftleşmesini sadece sürüden uzakta gece yaparlar, sonra temizlenir ve tekrar sürüye katılırlarmış. En dokunaklı olanı da ölümünün yaklaştığını hissettiğinde, sürüsünden ayrılır; uzak, tenha bir yere gider ve orada tek başına ölürmüş. Genç olanlar, onun gidişine tanık olmamaları ve üzülmemeleri için. Mahcubiyet, merhamet ve onur. Bu tür erdemler günümüz insanında bulunuyor mu? İnsan beyni evrim geçiriyor ve hücreleri “filogenetik” olarak benzerlerinden ayrışıyor mu acaba?..