Son günlerin değil, son 6 ayın gündemi aslında. İlk başlarda yerel basının spor sayfalarında sıkışıp kalsa da, giderek orayı aşıp, her kesimden Eskişehir ahalisinin masa başı sohbetlerine malzeme olan gündem.

-Ne olacak Eskişehirspor’un hali?..

Daha sezon başlamadan oluşturulan kadro yapısına bakıp, mırıldananlarla seslendirilmeye başlandı o soru?.. Maçlar başlayıp da korkulan 90 dakika skorlarıyla tribünlerde koro halinde yükselen “yönetim istif a” protestolarıyla da doruk noktasına ulaştı. İlk yarı bittiğinde ise sonuç, puan cetvelindeki sıralamayla tescillendi;

-Sezonun ilk yarısı itibariyle 10 puan ve sonunculuk!..

Bunun anlamı da açık. İlk yarıdan çok daha zorlu geçecek 2. Yanı maratonunda 2 katında fazla puan toplamak. Kentin ve takımın üzerine kabus gibi çöken küme düşme hattından hızla uzaklaşıp,

-Kulübün, bu duruma gelinmesinde sorumlu yönetimin ve Eskişehir’in namusunu kurtarmak…

Beklenmedik, şaşırtan süreç…

Birkaç gün önceki yazımda durumu daha geniş bir bakış açısından irdelemeye çalışmıştık. Hafta sonu yapılacak “umut kongresi”nden hayırlar çıkması” temennimizi de ekleyerek.

Biraz geriye, ilk yarının sonlarına dönelim. Tribünlerden yönetime “istifa” tepkileri yükselmeye başladığında, camia da bu koroya katılır olmuştu. Elbet, geneliyle yerel spor medyasının desteğiyle;

-Yönetim istifa etsin, kulübün ve yeni yönetimlerin önü açılsın!..

Aynı anlarda başkan adayları da ortaya çıkıp “arkadaşlarım ve biz hazırız” mesajları da gelmeye başladı. Geç de olsa, Mesut Hoşcan başkanlığındaki yönetim kongre kararı aldı.

O andan itibaren şahsen çok kişiyi ve şahsen beni şaşırtan bir süreç başladı. Önce, medyanın dolaylı yoldan lanse ettiği başkan adayları sessizliğe büründü. Ardından yine önce medya arıcılığı, sonra da “resen açıklamalar” ile bir “koşul” ileri sürülmeye başlandı;

-Mesut Hoşcan ve ekibi kongrede aday olmasın!..

Hoşcan’ın stratejik kararı.

Kim ne derse desin, hem demokratik anlayışa, hem de geleneklere uymayan bu istek karşısında Başkan Hoşcan “madem öyle” gibisinden bir açıklamayla;

-Yarı yarıya açık kapıyla birkaç günlüğüne sütre gerisinde pozisyon aldı!..

Kuşkusuz “stratejik” bir tavırdı. “Bakalım o tarafta ne olup-bitiyor” tavrı. O taraftaki başkan adaylarının isimlerini de anıp, devam edelim;

-Hoşcan’la halef-selef Halil Ünal ve heveslilerin en cesuru İsmail Ilgaz!..

Gündemi daha çok yakından izleyen spor muhabiri ve “yazanı” arkadaşlar, benim kafama çakılan soruyu yakından biliyordur.

-Ünal ve Ilgaz ne yapıyor, nasıl bir yönetim ve kongre hazırlığındalar?..

Sakarya’nın dünkü internet sitesindeki haberlere göre ben de anladım ki, o türden bir hazırlıkları yokmuş;

-Adaylıkları boş, içeriği kofmuş!..

Mesela Halil Ünal “Alsın hayrını görsün” diyor. Bana da sormak hakkı doğuyor;

-Nerde kaldı senin Eskişehirspor sevdan arkadaş?..

Diğer aday İsmail Ilgaz ise baştan beri netleşmeyen tavrını sürdürüp çekildiğini (!) açıklıyor… Nihayet yan yanı sıralanmış haberlerin sonuncusu;

-Hoşcan Adaylığını açıkladı!..

Böylelikle Cumartesi için durum da netleşti. Şunun şurasında kongreye 3 gün kala tablo netlik kazanmış oldu. Hoşcan da Halil Ünal benzeri bir tavırla “İstediniz, olağanüstü kongre kararı aldım, siz alın hayrını görün!..” deseydi?..

Bense deyeceğimi, dedim!.. Gerek duyarsam o ana kadar birkaç kelam daha eklerim! Yorumu ve gereğini, Eskişehirspor’un üyesi genel kurul hazurunu yapsın…