İnsanlık beyninin evrimi sonucunda soyut düşünebilme yeteneğini kazanmış ve kendince “sembolik bir akıl” geliştirmiştir. Tarihsel ve maddi gerçekliğin önemsiz olduğu, her şeyin semboller üzerinde yükseldiği, zirve noktası büyü ve din olan bir düşünme biçimidir sembolik akıl. İlkel insandan modern insana geçiş binlerce yıl sürmüş ancak sembolik düşünme belki biraz şekil değiştirmiş ancak günümüze geldiğimizde çok büyük ilerlemeler kaydedemediği anlaşılmıştır. Sembolik aklın işleyişinin en büyük göstergesi kumaş parçalarından yaptığımız, vatanımızı yurdumuzu ve halkımızı temsil ettiğine inandığımız bayraklarımızdır. Baskıya verdiğimiz kumaş parçası makinenin öbür ucundan bayrak olarak çıktığında artık bambaşka anlamlar oluşturan, bizler için kutsallık taşıyan bir sembol haline dönüşür. Öyle ki onun için kan dökebilir, hatta kendi yaşamımızı feda edebiliriz. İnsanlık hangi devirde olursa olsun, bir kez bir sembole kutsallık atfetmeye görsün, gözü hiçbir şey görmeyebilir. Ona o anlamı yükleyenin bizzat kendimiz olduğunu dahi unuturuz…
İnsanlık ve semboller arasındaki ilişki, kültürün, düşüncenin ve bilincin en temel yapı taşlarından biridir. İnsan, dünyayı yalnızca görmez; anlamlandırır. İşte semboller, bu anlamlandırma sürecinde kullandığımız en güçlü araçlardır. İnsanlık görünmeyeni görünür hale getirmenin yolunu semboller yaratarak bulmuştur. Bir sembol kendisi olmayan bir şeyi temsil eder. Bazı filozoflara göre insan yalnız “akıllı hayvan” değil sembol üretebilen hayvandır. Buna göre insan kendi dünyasını semboller aracılığıyla kurar. Kırk bin sene önce mağara duvarlarına bazı resimler ve semboller çizdiğimizde dış dünya ile iletişim kurmaya, bir şeyler anlatmaya çalışıyorduk. Daha sonra hiyeroglif ve alfabeye giden süreci yarattık ki hepsi birer semboldür. Matematik, fizik, kimya gibi bilim dallarını da semboller üzerine kurup uygarlığı yarattık. Günümüz insanı iletişimini en kısa yoldan emojilerle sağlıyor artık. Dinler, sembolik düşüncenin en yoğunlaştığı alanlardan biri olmaya devam ediyor. Çünkü din, görünmeyen kutsalı görünür kılmak için çabalıyor. Semboller dünyayı anlamlandırma biçimimizdir. Kültürel hafızamızın taşıyıcısı, zihnimizin soyut yaratıcı gücünün dışavurumudur. İnsan beyninin yaratıcılığı karşısında yine insanlar olarak büyük hayranlık duymamak elde değil…