Başlıktaki isimlerini saydığım dört kişi Eskişehir kamuoyu tarafından “iyi bilinen il ve kent yöneticileri. Sonuncusu, Rüştü Şentuna ise yakın geçmişte adına sıkça rastlar olduğumuz “Eskişehir Rumeli Sanayici ve İş İnsanları Derneğinin” (ERİAD) başkanı iş insanı bir hemşerimiz.
Nereden geldi bu dört ismi başlığa yerleştirme ve yan yana anma derseniz benim belleğimden yanıtı açık:
-Kızılinler Termal Projesi!..
Bugün resmi kayıtlara da geçen bu projenin bendeki ve kimi hemşerilerimdeki izleri epey eskilere uzanır. Proje bazındaki anmam ve yazılarımın konusu yapmam ise yaklaşık bir 40 yıla uzanır!...
Büyükerşen’den ‘Hidroterapi Merkezi’…
Yıl 1985’ler olmalı. Prof. Dr. Büyükerşen o tarihlerde Anadolu Üniversitesi’nin ilk Rektörü. Bir yandan Üniversiteyi değiştirip geliştirmeye çalışırken, meğer aynı düşünceyle doğup büyüdüğü Eskişehir için de kafasında bir takım projeler oluşturmakta imiş!..
Bir gün 5-10 gazeteciyi “basın toplantısı” çerçevesinde toplamıştı. Unutmam, ilk sözlerinden biri şöyleydi:
-Çocuklar Eskişehirlileri, gün geçmez olumsuzluklarla haberleştirdiğiniz hamam kültüründen kurtarmalıyız…
***
Evet, Eskişehirlilerin hamam kültürü yüzyılların ötesine dayandığını biliyorduk. Oraların sadece yıkanıp-paklanmaktan öte, bir takım Romatizma rahatsızların giderilmesinde kullandığımızı da…
Peki neydi Yılmaz Hocamızın kafasındaki proje? Anlaşılan adını da koymuştu ve bizlerle paylaştı;
-Eskişehir Hidroterapi Merkezi!..
Ne ola ki bu “Hidroterapi” denen tanımlama? Onu da öğrendik:
-Sıcak suyla iyileştirme, tedavi!..
***
Kamuoyunu ve biz basını heyecanlandırmıştı söyledikleri. Gerçekleştiğinde tüm Türkiye’den, hatta ülke dışından yaşlılar da gelecek, hem esnaf, hem konaklama tesisleri, kısaca Eskişehir ve ülke kazanacaktı.
Yıllarca didindi Yılmaz Hoca projesini hayata geçirebilmek için. Hatta Avrupa Birliği’nin ilgili birimlerinden yeteri kadar finans desteği sağladığını da açıklamasına rağmen.
Olmadı, kafasındaki proje alanındaki mülk sahiplerinin ve yerel siyasetçilerin köhne mal ihtiraslarını kıramadı!..
Alın onları başınıza çalın, dercesine bir daha hiç anmadı Hidroterapi Merkezi projesinin adını!...
Vali Çalışıcı Projesi, derin su kuyuları!
Yıllar böylece, ünlü “sıcak sularımız gibi” akıp giderken, Eskişehir’e bir “Vali Baba” geldi!...
-Afyon doğumlu, Seyitgazi Kaymakamlığından dolayı ‘yarı Eskişehirli’ Kadir Çalışıcı…
Meğer O’nun da aklında geliştirdiği bazı projeler varmış Eskişehir’e armağan edeceği. Tıpkı altyapısı yetersiz Seyitgazi yolunu ele almak ve Eskişehir’den başlayarak yol ağaçlandırmasını yapmak gibi…
Ne var ki, kimse Vali Kadir Çalışıcı’nın, Büyükerşen Hoca’nın yıllar önceki Yılmaz Hoca’nın mazide kalan Hidroterapi merkezine katkı sağlayacak “bol sıcak su” arama düşüncesinde olduğunu bilmiyordu!..
Bir gün sayın Çalışıcı da sondajladığı ilk derin su kuyusun başına götürdü basın mensuplarını. Büyük çaplı borudan gürül gürül akan sıcak su herkesi heyecanlandırmıştı. Sonradan iki sondaj kuyusu daha eklendi ilkine;
-Sondaj alanı Eskişehir’e 5-6 kilometre uzaklıktaki Kızılinler Köyü idi…
Valilik sona ermiş, kuyular, akamadan kendi haline bırakılmıştı.
Günler, yıllar geçti Tepebaşı Belediyesi Başkanı Sevgili Ahmet Ataç’ın “Kızılinler Projesi çıktı ortaya. Bir sohbetimizde şöyle demişti Kadir Bey:
“-Güzel bir proje Hüsnü Bey! Düşünsenize orada yapılacak tesislere yurtdışından gelecekler olacak. Osmangazi Üniversitesi hastanesi çok yakınında. Bir de o tesisler Tramvay hattıyla şehre bağlanırsa…”
***
Hayallerin başlangıcı böyle. Kızılinler’e Sayın Ataç’ın çok önemli katkılarını ve Sayın Şentuna’nın usanmaksızın sürdürdüğü çabalarını sonraki yazımda, Cumartesi günü Sakarya’daki yazımla anlatmaya çalışacağım.
__________________________