Kırka ETİ Bor İşletmesine işçi alımı yapılacağı, kuraların çekildiği ve mülakata girecek olan isimlerin listesinin oluşturulduğu, ay sonunda da mülakatların yapılarak, işçi alımlarının gerçekleşeceği bilgisi var.
***
Ancak...
Mülakata girecek olan listedeki isimlerin her birine AK Parti üye formlarının dağıtıldığı ve bu formlarla en çok üye yapanların işe alınacağına dair kulaktan kulağa dolaşan ciddi de bir iddia var...
***
Öyle ki; konuşulan iddianın AK Parti içinde bile sıkıntıya neden olduğu ve yöneticiler arasında, böylesine bir yönteme başvurulduğu için gerginliğe neden olduğu da ifade ediliyor.
***
Yukarıda da söyledik.
İddia son derece ciddi bir iddia.
Düşünsenize; mülakata alınacak insanlara “Ne kadar çok üye yaparsanız, işe girme şansınız o kadar fazla olur” deniliyor...
***
Böylesine ciddi bir iddianın derhal üzerine gidilmesi gerekiyor.
İddia doğru değilse mesele yok.
Fakat...
Söylenenler doğru ise bu son derece çirkin bir yöntem...
***
İşte bu yüzden söz konusu iddia doğru değilse, bu açıklanmalı...
Aksi takdirde, mülakatla işe giren herkesin, AK Parti’ye en çok üye yaptığı için işi kaptığı düşünülecek...
YARIN ONUN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ...
Atatürk'ün Samsun'a çıktığı 1919 yılında dünyaya gelmiş, tam bir Cumhuriyet insanıydı Selami Vardar.
Aslında Demokrat Parti’de başlamıştı siyasete.
Demokrat Parti’nin Eskişehir’de yaptığı bazı işlere (haksızlıklara) akıl sır erdiremediği için ayrıldı bu partiden. Cumhuriyet Halk Partisi’ne katıldı.
Türkiye’nin sayılı hesap uzmanları arasında geçiyordu ismi. CHP 1973 yılında belediye başkanı adayı gösterdi kendisini.
Seçimleri kazanıp, belediye başkanı oldu. Dört yıl boyunca belediye başkanlığı yaptı. Sonrasında siyasetten hiç kopmadı.
***
12 Eylül müdahalesi sonrasında CHP kapatılınca, kendini Halkçı Parti ve sonrasında SHP’de buldu.
Belediye başkanlığı yaptığı dönemin üzerinden 12 yıl geçmişti ki, 1989 yılında SHP’den belediye başkan aday adayı oldu.
Ön seçimde rakiplerini geçip, partinin adayı olarak seçimlere girdi. Seçimleri kazanıp, 12 yıl sonra yeniden Eskişehir Belediye Başkanlığına geldi.
***
Enteresan bir yönetim anlayışı vardı Selami Vardar’ın. Hesap uzmanı olmasından dolayı, onun için her şey hesap-kitap işiydi.
Yeni yatırımlara anında adapte olmaktan çekinir, bunun nedenini soranlara da:
-"Oğlum bu yabancılar adamı kandırır. Eskişehir’in parasını sokağa nasıl atarız" derdi.
***
Makam koltuğuna hiç oturmaz, odanın hemen girişindeki yuvarlak masada çalışırdı.
Gece hayatı hiç mi hiç yoktu…
Belediyeden çıkıp evine gider, evden çıkıp belediyeye gelirdi.
Katılması gereken resepsiyon ve yemeklerde, salonda Cumhurbaşkanı dahi olsa, gece 22.00’den sonra kimse tutamazdı onu.
Çünkü gidip yatardı.
***
Kültür ve sanat etkinliklerine çok ağırlık verilmesinden yana değildi.
-"Önce Eskişehir'in altyapısını bir yapalım bakalım. Onları sonra da yapsak olur" derdi.
Belediyenin kültür ve sanat etkinlikleri yapmaması karşısındaki eleştirilere ise: "Niye ki. Belediyemizin Kırka Zeybek ekibi var ya" cevabını verirdi.
***
En sevdiği türkü olan "Vardar Ovası" türküsünü "Kazanamadım asfalt parası" olarak değiştirerek söyler, herkesi gülmekten kırar geçirirdi.
Asfalt dökülürken iş makinelerinin çıkardığı ses, ona müzik gibi gelir, oturur saatlerce onları izlerdi.
***
Kimsenin yüzüne direkt kızamazdı örneğin.
Kızdığı insana espri ile karışık iğneleyici sözleri olurdu.
Bir gün belediye otobüs şoförlerinin son durakta top oynadığını görünce, direkt kızmak yerine gidip:
-"Yahu siz ne güzel oynuyorsunuz. Biliyorsunuz ben Eskişehirspor’un da başkanıyım. Gelin sizi Eskişehirspor’a alayım" demiş, bunu duyan otobüs şoförleri mahcup olup yerin dibine girmişti.
***
Görev süresi bittiğinde, yani 94 seçimlerinde yeniden aday olmadı.
Son aylarında Eskişehir büyükşehir statüsüne kavuştuğu için, Eskişehir’in kısa süreli de olsa ilk büyükşehir belediye başkanıydı Selami Vardar.
Görevini Aydın Arat’a teslim edip, mührü verdikten sonra yürüyerek çıktı belediye binasından.
Bürosuna kadar da yürüdü.
Hırsları, ihtirasları yoktu. En çok yakınındakilerden çekti. Değeri, aramızdan ayrıldığından sonra daha çok ortaya çıktı…
***
Yarın ölüm yıldönümü Selami Vardar'ın.
2001 yılında aramızdan ayrıldı.
Ardında, her zaman iyi anılacak bir ismini bıraktı.
Ruhu şad olsun...
BUNDAN KÖTÜSÜ VAR MI?
Fabrikası olan, üretim yapmak yerine fabrikasını kiraya vermek istiyor.
Çünkü...
Üretim yapmanın enayilik olduğunu düşünüyor.
***
Tarlası olan, ekip biçmek yerine tarlasını icara vermek ya da nadasa bırakmak istiyor.
Çünkü...
Tarım yapmanın enayilik olduğunu düşünüyor.
***
Dükkanı olan, esnaflık ya da ticaret yapmak yerine dükkanını kiraya vermek istiyor.
Çünkü...
Esnaflık ve ticaret yapmanın enayilik olduğunu düşünüyor.
***
Hayvancılık yapan, süt üretmek yerine hayvanı satmak istiyor.
Çünkü...
Sütçülüğü enayilik görüyor.
***
Parası olan, bu parayı üretim için yatırım yapmak yerine döviz, altın ya da faizde değerlendirerek hiç olmazsa değerini korumak istiyor.
Çünkü...
Üretimin geleceğini karanlık görüyor.
***
Evi olan, yatırım için bir ev daha almayı düşünmüyor.
Çünkü...
Alternatif yatırım araçları daha çok kazandırıyor.
***
Sonuç olarak...
Ülke, üretimin olmadığı, tarım ve hayvancılık yapmanın enayilik hâline geldiği, parası olanın o paradan para kazanma yoluna gittiği bir ülke hâline geliyor.
Bir ülke için bundan kötüsü ne olur bilemiyorum!