Yeni bir dönemeçteyiz artık ve yeni bir bitişin.
Aynı zamanda yeni bir başlangıcın çizgisindeyiz bugün.

Okunmuş fasulye ve organik hoşaf, ülkenin en önemli bilim kurumunun, yüksek eğitimli kurulu tarafında yaratıcı fikir kabul edilerek, geçer not almıştı yakın bir zamanda.
Dünya; uzayın derinliklerine, yeni keşifler için yüzyıllık araçlar gönderirken.
Ülkemiz; genel seçimlere dönüşen yerel seçimlerin, gelecek 5 yıllık pasta payı kavgasında, başını kaşıyacak zamanı bulamamaktan yakınıyor.

Ekonominin; darboğazdan selamlı geçişi, 
İçi boşaltılmış eğitimin, sağlığın, turizmin kuru gürültüsü,
Mazotu, gübresi, suyu bitmiş, üretimi inmiş çiftçinin küsüşü,
Cankurtaran simidine yetmeyen emekli maaşlarının kararan düşü,
Hukukun üstünlüğüne eşitlenemeyen adaletin görüşü,
Deprem için alınamayan önlemlerin sorumlu arayışı,
Ve dahası bin bir sorunu olan ülkemin geleceğine yön verecek seçim yokuşu.

Bir birinden uçuk vaatlerle süslenmiş yurdum sokaklarında, kimi geçim kimi can kimide payına düşenin derdinde.
Kısaca bu durumda değişen bir şey yok… yok… 


“Her toplumda yönetim kimde ise, güçlü odur.
Her yönetim, kanunlarını işine geldiği gibi koyar.
Demokratlar demokratlığa uygun kanunlar, zorbalar zorbalığa uygun kanunlar, ötekiler de öyle…
Bu kanunları koyarken kendi işlerine gelen şeylerin, yönetilenler için de doğru olduğunu söylerler, kendi işlerine ve geleneklerden ayrılanları da kanuna, doğruluğa aykırı diye cezalandırırlar…
Doğruluk her yerde birdir; yönetenin işine gelendir.
Güç de yönetende olduğuna göre, düşünmesini bilen her insan bundan şu sonuca varır: Doğruluk güçlünün işine gelendir.” diyor, Eflatun.

Hazine tam takır deniyor, kaynak ve enerji lazım, akıl ve izana sığmalı, yorgun ve tıkanmış bu yol bir an önce açılmalı.
Öyle ki bu gemide yolculardan ziyade, asıl kaptan sorumlu tutulmalı.

Soran yok sorgulayan yok.
Yönetenin dişine, işine gelen budur belki ama kral olmasına kral olsan bile, her aklına geleni yaparsan, bir gün hesabı sorulacağını da herkes bilmeli.

Çünkü doğruluk sadece güçlünün işine gelen değil, yaşam hakkına sahip herkesin eşit olduğu ve hesap verdiği bir dünyadır.