Türkiye, Avrupa Futbol Şampiyonasına ev sahipliği yapmak için aday olur.
Şampiyonanın Türkiye'de yapılmasına karar verilmesi halinde maçların oynanacağı iller tespit edilir...
Eskişehir bu iller arasında yer alır.
Ancak...
Eskişehir Atatürk Stadyumunun standartlara uymayan eksiklikleri vardır ve maçların oynanabilmesi için bu eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir.
***
Stadyumun eksikliklerinin giderilmesi, yeniden yapılmasından daha zor olduğu için yeni bir stadyum yapılması gündeme gelir.
2016 yılında dönemin Valisi Mehmet Kılıçlar, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve Eskişehirspor Kulüp Başkanı Halil Ünal vilayette bir araya gelerek, 80 milyon Euro'ya mal olacak 33 bin kişilik stadyumun yapım anlaşmasını imzalar...
***
Fakat...
Türkiye'nin Avrupa Şampiyonasına ev sahibi olma isteği gerçekleşmez. Şampiyona başka bir ülkeye gider.
Bunun üzerine yapılacak yeni stadyumdan haber alınamaz olur.
Şehrin sık sık verilen bu sözü hatırlatması üzerine TOKİ'nin Eskişehir'de yeni bir stadyum yapacağı açıklanır...
***
Ancak...
TOKİ yapacağı yeni stadyumu şehrin bir başka yerinde yapmak, yıkacağı Atatürk Stadyumunun yerine de Otel, AVM ve lüks konutlar inşa ederek, yapacağı yeni stadyumun parasını buradan çıkartmak istemektedir.
Hatta, TOKİ yıkılacak Atatürk Stadyumunun yerine yapacağı projenin maketlerini bile hazırlayıp, kamuoyuna ilan etmiştir.
***
Şehir bu haber üzerine ayağa kalkar.
Zira...
Büyük bir çoğunluk, yeni stadyumun, hem kent belleğinin korunması hem de anıların yok olmaması adına, yıkılacak olan mevcut stadyumun yerine yapılmasını isterken, şehrin malı olan Atatürk Stadyumu arazisinin de TOKİ eliyle ranta kurban edilmesine karşı çıkar...
***
Çoğunluk bu isteği ileri sürerken, dönemin iktidar partisi aktörleri “TOKİ hiçbir ile bedavaya stadyum yapmaz” diyerek, şehir halkının isteğini Ankara'ya dayatma yerine, TOKİ'nin şartlarını şehir halkına dayatma yoluna gider!
***
Şehir halkının tepkisi karşısında, TOKİ'nin Otel ve AVM yapmak istediği yıkılan mevcut Atatürk Stadyumunun yeri için bir formül bulunur.
Yeni stadyumun parası, Kültür Başkenti Projesi kapsamında, Anadolu Üniversitesi'nden alınarak TOKİ'ye verilir.
Üniversite, TOKİ'ye verdiği bu para karşılığında yıkılacak Atatürk Stadyumunun yerini Kültür Başkenti Projesi aracılığıyla satın alır.
Satın aldığı yeri üniversite daha sonra Kültür Başkenti Vakfına devreder.
Devredilen bu yere de Millet Bahçesi yapılır, ismi de “Recep Tayyip Erdoğan” Millet Bahçesi olur...
***
“Yeni stadyum eskisinin olduğu yere yapılsın” isteğini dikkate almayan iktidar, yeni yapılacak olan stadyum yeri için Sazova Mahallesini belirler.
Şehir halkı bu kararı çok onaylamasa da “En azından mevcut Atatürk Stadyumu yerini ranttan kurtardık” düşüncesiyle Sazova kararına ses yükseltmez.
Tek isteği, yapılacak olan yeni stadyumun isminin “Atatürk” olmasıdır.
***
Yeni stadyuma “Atatürk” isminin verilmesi isteğinin altında, şehrin belleğinin korunmasının yanı sıra, o ismi taşıyan stadyumda acı-tatlı anıların yanı sıra, başarı ve başarısızlıkların yaşanmışlığı vardır.
Ancak...
İktidar partisinin şehirdeki aktörleri bu talebin altında ideolojik düşünce arar.
Aslında...
İsim üzerinden ideolojik düşünce sahibi olan bizzat kendileridir..
***
O yüzden, stadyuma “Atatürk” ismi vermemek için, üstelik “Atatürk ismini vereceğiz” sözlerine rağmen, şehri tam 9 yıl boyunca oyalarlar.
En sonunda, şehrin karşı çıkmayacağı, çıkanların da Eskişehirspor'un geçmişine ihanet etmekle suçlayabilecekleri efsane futbolcunun ismini, Atatürk isminin önüne geçirerek, meseleyi kurnazca hallettiklerini düşünürler...
***
Sonuç olarak...
Stadyum ve ismi konusunda 9 yılda yaşananların özeti bu şekildedir.
Bu 9 yılın ardından gelinen noktada AK Partililer, stadyuma “Atatürk” ismi verilmeyişiyle ilgili olarak şu sıralar, meseleyi müthiş bir kurnazlıkla hallettiklerini düşünüp, içten içe de “Ne gol attık ama!” diye kendilerine gaz veriyor olabilir...
Fakat...
Şehir kamuoyunun gösterdiği tepkilere bakılırsa, AK Partililer o golü sanki kendi kalesine atmış gibi görünüyor...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
HASAN POLATKAN İSMİ DE MUAMMER AKSOY İSMİ KALDIRILARAK KONULMUŞTU...
AK Parti milletvekili Nebi Hatipoğlu “Geçmiş yıllarda CHP'li yerel yönetim Hasan Polatkan olan bulvarın adını değiştirerek “Atatürk” yaptı” demiş ya...
Aslında isim meselesinin öncesi var.
***
Söz konusu bulvar, ilk olarak Selami Vardar'ın belediye başkanlığı döneminde açılıyor ve cadde olarak kullanılmaya başlanıyor.
Açılan yeni caddeye, Belediye meclis toplantısında, 1990 yılında, evinin önünde kurşunlanarak öldürülen hukukçu ve siyasetçi Muammer Aksoy'un ismi veriliyor.
***
Yeni açılan cadde 1994 yılına kadar “Muammer Aksoy Caddesi” olarak kullanılıyor.
94 seçimlerinde Büyükşehir Belediyesini Doğru Yol Partisi kazanıyor ve Aydın Arat Büyükşehir Belediye Başkanı oluyor.
***
DYP'li meclis üyelerinin çoğunlukta olduğu meclis toplantılarının birinde, bulvar haline dönüşen caddeden Muammer Aksoy ismi kaldırılarak, yerine Hasan Polatkan ismi konuluyor...
Yani...
CHP'li yerel yönetim döneminde bulvardan Hasan Polatkan ismi kaldırıldı, yerine Atatürk konuldu ama öncesinde DYP'li yerel yönetim döneminde aynı bulvardan Muammer Aksoy ismi kaldırılarak Hasan Polatkan ismi konulmuştu...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,