Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan.
Bu şarkıyı yıllar boyu törenlerde büyük bir coşkuyla söyledik.
Şiirler okuyarak, marşlar söyleyerek, elimizde şanlı al bayrağımızla 23 Nisan kutlamaları yaptık, çocuklarımıza da aynı sevgiyi aşıladık.
Son dönemde yaşadığımız olaylar karşısında ise 23 Nisan heyecanını yaşamayı engelleyecek o kadar çok olumsuzluk var ki, ruh halimiz gerçekten de çok karışık.
Bir süre önce okullarda “Andımızın” okutulmasının yasaklanmasından sonra bu kez “Nutuk’un” yasaklandığını öğrendik.
Mersin Çamlıyayla’da Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ”Öğrencilere olumsuz örnek teşkil edecek ögelere yer verildiği” gerekçesiyle Nutuk’un okullarda dağıtımı yasaklandı.
Yasak kararına “Osmanlı padişahı Vahdettin’e yönelik ‘soysuzlaşmış, alçak’ ve dönemin Osmanlı hükümetine yönelik ‘aciz, haysiyetsiz ve korkak’ ifadeleri kullanılması ve Atatürk’ün kötü örnek olduğu gerekçe gösterildi.
Ayrıca anımsatalım skandal karara imza atan İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün geçtiğimiz hafta “Üstün Başarı Belgesi” ile ödüllendirildiği ortaya çıktı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün Osmanlıdan Cumhuriyete geçişi, kurtuluş ve kuruluşu anlattığı en önemli eseri olan Nutuk’tan niçin rahatsız olunuyor ve dağıtımı engelleniyor?
Anlamak mümkün değil.

Bu köşede Atatürk’e karşı yapılan saldırılar ve onun kurduğu çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli olan laik düzeni yok etmeye dönük yıkıcı uygulamalara yer veriyoruz.
Bu kapsamda araştırmalarla gerçekliği gözler önüne serilen “Medreseler”  konusunun üzerinde durmak gerekli.
“Günümüz Bitlis Medreselerinde Mantık Eğitimi (Norşin Medreseleri Örneği)” ve “Medrese Öğrencilerinin Popüler Dindarlık Düzeyleri: Tillo Örneği” adlarıyla yayınlanan iki yüksek lisans tezinde önemli sonuçlara yer verildi.
Medreseler özellikle Doğu Anadolu bölgesindeki illerde içinden çıkılmaz bir eğitim-öğretim sorununa dönüşmüş durumda.
Örneğin Bitlis’te 13 medrese faaliyette ve toplam 900 civarında öğrenci buralarda eğitim görüyor.
Kuran Kursu adı altında devam eden medreselerde dersleri ‘Seyda’ adındaki öğretmenler ve şıhlar veriyor.
2007 yılından sonra açılmış ya da yeniden kurulmuş olan medreseler ne yazık ki adeta ayrı bir ülkenin eğitim kurumu gibi denetimsiz bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyor.
Anayasa ve yasalara aykırı olarak faaliyet gösteren medreselerle tarikat bağlantısı ise kesintisiz bir şekilde çalışıyor.
Çağ dışı eğitim veren medreselerle ilgili yüksek lisans tezlerinin YÖK tarafından kabul edilmiş olması ise devlet tarafından medreselerin varlığının kabul edilmesi anlamına geliyor.

Atatürk’e ve laik devlet anlayışına dönük saldırılar devam ederken İçişleri Bakanlığı tarafından 23 Nisan törenlerinin iptal edildiği ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiği açıklandı.
23 Nisan, Türk ulusunun kendi geleceğini belirleme iradesini temsil eden TBMM’nin açıldığı çok önemli bir yıldönümü ve covid önlemleri nedeniyle kutlanamıyor.
Oysa ki Türkiye’nin 81 ilinden gelen kişilerle yapılan lebaleb parti kongreleri, daha önce pek çok örneğinde olduğu gibi iki gün önce bir cemaat liderinin cenaze töreninde yaşanan izdiham görüntüleri hatırımızda.
Türk halkı olarak hepimizin ortak değeri olan önemli törenlerin yapılmasına engel olarak gösterilen covid kuralları, cenazeye katılan İçişleri Bakanı ve İstanbul Valisi dahil hiç kimsenin umurunda değildi.
Yorumu siz okuyuculara bırakıyorum.

Güzel bir bayram gününde hepimizi derinden üzen olumsuz örneklere son vererek çocukluğumuzdan beri söylediğimiz şarkının sözleriyle bitirelim.
Bugün Atatürk’ten bir armağan,
Yoksa, tutsak olurduk sen inan.
Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan. 
… 
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun.