Türkiye ilginç bir biçimde olanca hızıyla geriye doğru ilerliyor. Bu ülke demokratik, özgür, hukuka bağlı, gelir dağılımını adil şekilde bölüşen, eğitim seviyesi yüksek, zengin bir ülke olsaydı; bu geriye gidişe sebep olanlar böylesine güçlü, zorba ve varsıl olabilirler miydi? Öyle ya, cahil, eğitimsiz ve yoksul bir halk iktidarın güvencesidir ve öylece kalmaları da çıkarlarınadır. Din ve devlet şiddetiyle bastırdıkları bu kitle, egemenlerin altın madenidir. Bu kısır döngü bir yerden kırılmalıdır; yoksa bu devran böyle sürer gider. Ne demişti Amerikalı filozof Charles Bukowski: “Orman talan edilirken ağaçlar hâlâ baltaya oy veriyordu. Baltanın sapı da tahtadan olduğu için ağaçlar baltayı kendilerinden sanıyordu.” Baltanın kendisinden bir parça olmadığını, toplumun yararına hiçbir şey yapmayacağını, sadece kendi çıkarı, iktidarı ve gerici ideolojisi için çaba harcadığını bıkmadan usanmadan göstermek ve anlatmak lazım…
Bugün bu görevi üstlenen en büyük örgüt CHP ve dolayısıyla iktidar, CHP’yi esir almak istiyor. Sonucu şu ikilem belirleyecek: Halkın CHP’yi iktidara verip vermeyeceği. Tarihe her zaman liderler yön vermez; bazen o lideri takip eden kitle de o konuda görev alır. Dostoyevski’ye göre bilincin temelinde acı çekmek varmış; ancak çektiğimiz acılarla kendimizi keşfedebilirmişiz. Can Yücel’in bir dizesi geliyor aklıma: “Bazen bir yılan düşer vapurda yanınıza, sarılırsın denize…” Yılanı tanımak lazım, yanına düşmemek için. İnsanlık tarihi, cehaletten, bilinçsizlikten beslenip kendi çıkarını ve iktidarını sürdürmek için halka ve çağına karşı politika güdenlerle, onlara karşı canıyla kanıyla karşı koyup insanlığın gerçek tarihini yazanlar arasındaki mücadelenin özetidir. Bu mücadele uzun erimde hep ilericilerin zaferiyle sonuçlanmış ki bugünkü uygarlıktan ve tarihin ilerlemesinden söz edebiliyoruz. Kırılıyoruz ama tükenmiyoruz; Homo sapiens’in en amansız özelliği bu: Ne yapıyor ediyorsa, insanlığın ilerlemesinden yana rol kapıyor. Özgür Özel, son mitinginde tek cümleyle durumu özetliyor: “Bir gideriz, bin geliriz.” Adalet Bakanı da dünyanın en kısa fıkrasını sürekli yineliyor: “Türkiye hukuk devletidir…”