Arkadaşlığın ne olduğunu ilkokulda öğrenmeye başlarız.
Kendimize yakın hissettiğimiz kişileri arkadaş olarak seçeriz..
Seçtiğimiz arkadaşlarla da yavaş yavaş sosyalleşmeye başlarız.
Halk Etimolojisine göre açıklamaya çalışırsak.
Arkadaş kelimesinin kökeni şöyledir.
Eski Türklerde askerler savaşırken arkadan gelecek herhangi bir saldırıyı kontrol edebilmek için sırtlarını kaya veya taşa vererek ok atarlarmış.
Genelde bozkır hayatı yaşadıkları için, bu sırt dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş. Yıllar sonra bu sırt dayanan taşın ismi "arka-taş" iken arkadaş şeklinde yerleşmiştir.
Düşünsenize! Arkanızı koruyan ve kollayan taş gibi bir arkadaşınızın olduğunu.

Bugün de arkadaş; iletişim içinde olunan ve samimiyetine güvenilen;
Senin olmadığın bir toplantıda senin aleyhine söz söyletmeyen kişidir.
Büyüdükçe arkadaşlığın ne anlama geldiğini öğreniriz.

Büyüdükçe gerçek arkadaşlarının kim olduğunu; zaman sana öğretir.
Gerçekler canımızı sıkmaya başlar.
Her yeni güne iyi olacak gözüyle bakarız!
İyi olur mu?
Neredeee...
Onun için boşuna bekleme hiç?
Arkadaşlığın ne olduğunu için canın yana yana öğrenirsin.
Hayat seni olgunlaştırır.
Zaman kimlere ne kadar değer vermen gerektiğini sana öğretir.
Tam aklınla değil yüreğinle karar vermeyi öğrenirsin.
O zaman da ömür biter be cancazım.