Aydın Büyükşehir Belediye Başkanının CHP’den ayrılıp AKP’ye geçmesi siyasetin gündemini bir anda değiştirdi.
İki dönem milletvekilli olarak görev yapan Çerçioğlu’nun Belediye Başkanlığında 4. dönemini sürdürürken iktidar partisi saflarına geçmesi gerçekten de çok düşündürücü bir konu.
En hafif deyimiyle ortada ciddi bir ‘oy hırsızlığı’ söz konusu.
Aydın halkı kendisine yıllardır CHP’li olduğu için oy verdi, Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçti.
Diğer yandan seçilmesi için CHP Aydın il ve ilçe örgütleri de çalıştı.
Parti emekçilerinin çabaları bir yanda kendisine oy veren halka karşı sorumluluğunu hiçe sayarak parti değiştirmesi anlaşılır gibi değil.
Diğer yandan kendisinin kararı ile sınırlı kalmayıp ‘muhtemelen yapılan anlaşmanın gereği olarak’ İlçe Belediye başkanları, Belediye Meclis üyeleri ve Belediye çalışanlarının CHP’den istifa etmesi için baskı kurması çok daha vahim bir durum.
…
Gelinen noktada Çerçioğlu “Aile şirketinin ekonomik sıkıntıları” ya da ‘soruşturma tehdidi’ gibi farklı nedenlerle böylesine önemli bir ‘siyasi sapma’ gereğini duyuyorsa Büyükşehir ‘Belediye Başkanlığı görevinden istifa’ etmeli.
Siyaset, ilkeli olmayı gerektirir.
Eğer suçsuz olduğuna inanıyorsa sonuna kadar direnmek esastır.
Bu yolda hapis ya da başka bir tehdide boyun eğilmesi kabul edilemez.
Gelinen noktada AKP’ye geçerek ‘soruşturma baskısından kurtulmak kolaycılığı’ kamuoyu vicdanında çok büyük bir yara açtı.
Artık yaşadığı ‘korku iklimi’ nedeniyle Belediye Başkanlığı görevine devam etmesi mümkün görünmüyor.
Bugün kapatılacağı tahmin edilen soruşturmada böyle davranırsa yarın başka bir soruşturma gündeme geldiğinde yine iktidar partisinden yardım beklemek durumunda kalacağı çok açık.
Ayrıca belirtelim Belediye Başkanlığı görevinden istifa ederek kendi çıkarlarına uygun olacak şekilde AKP saflarında siyasi yaşamına devam edebilir.
…
Genel tabloya bakarsak CHP’nin 14 Belediye Başkanı günlerdir haklarında henüz bir ‘iddianame bile hazırlanmadan’ hapiste tutuluyor.
Ailelerinden, görevlerinden uzak tutularak temel hakları gasp ediliyor.
Ama onlar böylesine ilkesiz teklifleri kabul etmediler.
Suçsuz olduklarına inandıkları için ailelerine yönelik ciddi tehditler olmasına karşın mücadeleye devam ediyorlar.
Çok önemli sağlık sorunu yaşayan Belediye Başkanları ve bürokratlar zor hapishane şartlarında ‘bir milim bile geri adım atmadan’ dik duruşlarını sürdürüyor.
…
Siyasetin ‘alınır satılır’ bir malzeme haline gelmesi gerçekten de çok üzücü.
Tekrarlamakta yarar var.
Siyaset,
Dürüstlük ister.
Yürek ister.
Mücadele ister.
Davaya bağlılık ister.
Bu değerleri taşımayan siyasetçiler ise dayatılan ‘korku çemberine’ teslim olup ‘ihanetin parçası’ haline gelir.
…
Gelinen noktada namı diğer “Topuklu Efe” siyasi tarihimizin ‘karanlık sayfalarına’ adını çoktan yazdırdı bile.
Vatandaşın ‘siyasilere güveni’ ne yazık ki bir kez daha sarsılmış oldu.
Yazık çok yazık.