Tayfun Atay hocanın değişi ile, mağaralardan mağazalara geçiş yapmış canlılar olarak biz insanlar, bu gelişimi zekamızdaki artış ve iki ayak üzerinde yürüme sonucu ellerimizin serbest kalmasıyla elde ettiğimiz konusunda genel bir fikir birliği var. Tabii bunu başka hiçbir canlıda olmadığı kadar geliştirdiğimiz işbirliği yeteneğimizi kullanarak gerçekleştirdiğimizi de eklemek gerek. Uygarlık kolay yaratılmadı, milyonlarca yıl aldı. Canlılığın ilk ilkesi hayatta kalmak ve neslini devam ettirmek. Bu ilkede doğal olarak bencillik var, olmasa canlılık sürmeyebilirdi. Yine de insan, insan olma yolunda bu konuda diğer canlılardan biraz olsun ayrılıyor. Hepsi demiyorum ancak kendinden başkalarını da düşünen özgeci insanların varlığı buna kanıttır. Onun için insan olmak önemlidir diyoruz. Ayırımcı olmak yerine özgeci olmak nasıl sağlanıyor acaba? Bana zarar verebilir demeden başka canlıların çıkarlarını da koşulsuz düşünebilmek nasıl oluşuyor insanda. İnsan bulunduğu aile ocağı ile, çevresiyle, aldığı eğitimle kendini oluşturuyor. Doğduğun yer bile büyük oranda etken nasıl bir insan olacağını tayinde. “Aynılar aynı yere, ayrılar ayrı yere” demişti Mahir Çayan bir toplantı sonrası. Stoacı filozof Roma İmparatoru (MS 121-180) Marcus Aurelius da “ya eğiteceksin ya katlanacaksın” diye önemli bir laf etmişti…
Felsefeyi de insanlaşma yolunda önemli ve etkin bir araç olarak görmek lazım. Çünkü felsefenin tanımında var sürekli yolda ve arayış içinde olmak. Bu arayış aynı tasavvuf gibi kendini arama, kendini bulma çabası olarak da tanımlanabilir. Felsefe, soruların önemini anlamayı öğretir, bireyi problemleri farklı perspektiflerde ve çok çeşitli seviyelerde değerlendirmeye teşvik eder. Felsefe insanın hayat kalitesinde ve karakterinde hayati değişimler yaratabilir. Her şeyden önce felsefe yapabilmek için gerçeği görmeyi engelleyen perdeleri kaldırabilmek gerekir. Bunun için geçmişte yanlış bildiklerini bile unutman lazım gelebilir. Bunu sezebildiğinde ilerlemiş ve başlangıç noktasına gelebilmişsin demektir. Gerisi çok kolay olur. Tarih hayatı boyunca insanın ancak bir kez fotoğrafını çekermiş, onda da gözlerin kapalı çıkarsan yazık olur, boşa gider bütün ömür…