Eskişehir'de, mahalli seçimlerde yarışacak olan iki parti: CHP ve AK Parti...

Hangi CHP'li ile konuşsak “Bu iş bitti. Üç belediyeyi de rahat kazanıyoruz” diyor.

Hangi AK Partili ile konuşsak “Üç belediye de tamam. Biz işi bitirdik” diyor.

***

Her konuştuğumuz CHP'li “Sürekli anket sonuçları geliyor. Her ankette fark lehimize biraz daha açılıyor” derken, her konuştuğumuz AK Partili “Üç belediyede de anketlerde bariz üstünlüğümüz var. En geride olduğumuz belediyede bile 6 puan öndeyiz. Bu iş bitti” diyor...

***

Karşılaştığımız her CHP'li “Vatandaş bu iktidardan bıkmış usanmış. Gittiğimiz her yerde büyük bir coşku ile karşılanıyoruz. Seçimleri açık ara kazanıyoruz.” derken, karşılaştığımız her AK Partili “Eskişehirli bu belediyelerden bezmiş. Ziyaret ettiğimiz her yerde, gezdiğimiz çarşı pazarda müthiş bir ilgi ile karşılanıyoruz. Eskişehir'in belediyelerinde bu dönem kesinlikle değişim olacak” diyor...

***

Sonuç olarak:

Her iki taraf da seçimleri kazanıyor.

Her iki taraf da seçimleri kaybedeceğine inanmıyor.

Her iki taraf da seçimleri kazanacaklarının gerekçesi olarak partilerine ve adaylarına seçmenin coşkulu ilgisini referan gösteriyor...

***

Aslında her iki tarafı da bu düşüncelerinden dolayı suçlamamak lazım.

Zira...

Seçmen, tıpkı CHP adayına “Seçimlerde şunları bir daha sallayıver” deyip, yarım saat sonra gelen AK Parti adayına “İbre bizden yana döndü. Seçimi alıyoruz” diyen simitçi gibi, her iki tarafa da gaz veriyor!

Gazı alan her iki taraf da aldığı gazla seçimleri kazandığını zannediyor...

Sonuçta, seçimin sonunda bir taraf kazanacak.

Görünen o ki kaybeden o zaman fena şekilde gaza geldiğini anlayacak.

Eskişehir adaylar

2-156

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

ASIL ŞİMDİ BAŞLIYOR...

Önce Belediye Başkan Aday Adayları çıktı ortaya...

Partide birlik beraberlik tabloları sergilendi güzel güzel...

Aday adayları kol kola falan girdi, şehirde gezmedik yer bırakmadı.

Her aday adayı “Aday kim olursa olsun fark etmez. Ben olmasam da partimin belirlediği adayı arkasında koşturmaya devam edeceğim” kafasındaydı.

Ne kadar taktir edilesi bir durum değil mi?

***

Ama öyle olmadı tabi...

Adaylar belirlendi, aday adayları ortadan kayboluverdi.

Aday ilan edilen isimlerin yanında aday adayı olmuş isimleri görmek mümkün olmadı.

***

Aday adayları ortadan kaybolurken Belediye Başkan Adaylarının yanı, meclis üyesi beklentisi içinde olanlarla dolmaya başladı.

Başkan adayının hiçbir programını kaçırmayan, her fotoğrafta kendisini göstermek için adayın yanında yer alan isimler, meclis üye listesine girebilmek için yırtındı.

***

Dün partilerin meclis üye listeleri seçim kuruluna verildi.

Meclis üyeliği kovalayanların pek çoğu ya listede hiç yer almadı ya da listenin seçilemeyecek sıralarında yer buldu.

Hal böyle olunca liste tepkisi de büyük oldu.

***

Sonuç olarak:

Yukarıda da söylediğimiz gibi önce aday yapılmayan aday adayları ortadan kayboldu, şimdi de meclis üye listesine giremeyenler kaybolacak.

Dolayısıyla...

Seçim yarışı daha yeni başlayacak sanki...

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

MELİH AYDIN'I İZLEDİM...

İYİ Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Melih Aydın'ı katıldığı televizyon programında izledim.

Düzgün diksiyonu ile anlatmak istediklerini kısa, öz ve etkili bir şekilde anlatma özelliği dikkatimi çekti.

Genç yaşının, öz güveninin ve fiziki görünümünün kendisine bir avantaj sağladığı ve kendisinin de bu avantajın farkında olduğu izlenimini edindim.

Benim izlediğim kadarıyla:

Konuşmasında yalan ve hakaret olmaması, eleştiri dozunun düzeyli olması olumlu fakat konuşmasının yeterince etkili olmayışı ve program sonrası izleyenlerin aklında kalacak vurucu nitelikte saptamaların olmayışı olumsuzdu...

Sonuç olarak:

Melih Aydın'ın seçimlerde başarılı bir sonuç alacağını düşünmüyorum ancak önümüzdeki süreçte Eskişehir siyasetinin tanınır ve bilinir bir aktörü olacağını tahmin ediyorum.

Melih Aydın

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

40 LİRAYA MARUL MU OLUR?

Perşembe pazarına gitmiş dostumuz...

Sırf balık almak için...

Bir kilo hamsi almış ve 100 lira vermiş...

Ballıklar ayıklanırken “Ballık salatasız yenmez” diyerek yanına bir da marul almak için yanaşmış  tezgaha...

Bir de bakmış ki kıvırcık marul 40 lira...

Diğer tezgahlara bakmış, gerçekten küçükleri 30, büyüklerinin 40 lira olduğunu hayretle görmüş.

“Ne yaptın? Aldın mı marulu?” diye sorduk, “40 liraya marul mu alınır. Almadım tabi. Üzerine 10 lira daha koydum. 50 lirayı balıkçıya verip “Usta benim hamsileri 1,5 kilo yap dedim” cevabını verdi...

Marul-1