Günümüzden 2800 yıl önce bilinen şekliyle çeşitli dinlerin ve felsefenin ortaya çıkışıyla ilgili son aşama gerçekleşmeye başlamış ve yaklaşık 600 yıl sürmüştür (MÖ: 800-200). Literatüre “felsefe yolda olmak demektir” ve “felsefe yapmak ölmeyi öğrenmektir” şeklindeki düşünsel anlamda özlü sözleri armağan eden ünlü Alman psikiyatr ve filozof Karl Jaspers, bu dönemi tarihin önemli bir eksenini oluşturduğu için “Eksen Çağı” olarak tanımlamıştır. Bu altı yüz yıl süren dönem, insanlık için adeta bir dönüm noktasını oluşturur. Eksen çağında Konfüçyanizm, Hinduizm, Budizm, Zerdüştlük ve Yahudilik doğmuş; Konfüçyüs, Lao Tsu, Buda, Musa, Sokrates, Platon, Aristoteles gibi insanlığa yön veren çok önemli insanlar yaşamıştır. Bu olağanüstü gelişmeler, Çin’de, Hindistan’da, Mısır’da ve Batı’da birbirinden bağımsız bir şekilde ama birbirine koşut olarak gerçekleşmiştir. Bu tohumların atılmasıyla uygarlık başka bir boyuta evrilmiş, insanlığın anlam dünyası çeşitlenmiş ve görkemli içerikler kazanmıştır. 

Hakikatler, dönemsel paradigmalar ve edinilen bilgiler üzerine kuruludur. Bunlar çağdan çağa değiştikçe hakikatler de değişir. Her dönem geçerli “mutlak hakikat” yoktur, denir. Bir yanlış anlaşılma da postmodern ve postyapısalcı filozofların “hakikat yoktur” dedikleri şeklindeki savdır. Aslında, mutlak değişmeyen bir bilgi ve hakikat yoktur demek istemektedirler. Bilgi ve paradigma değişir, insan değişir. Bu değişim, beynin plastisitesi sayesinde olmaktadır. Biçim verilebilen ve aldığı bu biçimi koruyabilen şeylere “plastik” denir. Beynin nöral maddesel yapısı değişime kapalı değildir ve fiziksel olmayan etmenlerin sonucunda değişebilir. Beyin, tıpkı bir mermerin biçimlendirilerek heykel haline gelmesi gibi, her biçimlendirilişinde geri döndürülemez bir biçim kazanır fakat bir önceki halinden izler de taşır. Bu açıdan beyin, bizzat kendisinin tarihini de içerir. Beynin elastikiyeti (plastisite) uyum ve uysallık anlamına gelmez. Bireyler, biçimlendirilmenin yanı sıra patlayabilir olmanın da yani beynin plastisitesinin de bir sınırı olduğunu bilmelidir. Bu nedenle, beyni belirlemeye çalışan koşullara itiraz etme özgürlüğü her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. 

NOT: Biraz soluklanmak için bana iki hafta kadar izin, dönüşte görüşürüz.