Son günlerde ülkemizde akıl almaz yasaklamalar veya cezalar gündeme geliyor. Genç kızlardan oluşan bir müzik grubunun üyeleri hakkında sahne performansları nedeniyle “hayasızca hareketler ve teşhircilik” suçlarından soruşturma başlatılıyor, yurt dışına çıkış yasağı getiriliyor, konserleri iptal ediliyor. Bir erkek şarkıcının şarkısının sözleri müstehcen bulunuyor, Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın başvurusu üzerine şarkıya erişim yasağı geliyor. RTÜK, bazı özel sinema platformlarındaki filmlere para cezası kesiyor. Gerekçe; “Oynatılan filmlerin toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı ve müstehcen olamayacağı” hükümlerinin ihlal edilmesi. Bir ulusal kanalda gösterilen Türk dizisinde karakterlerden birisinin eniştesiyle aşk ilişkisinin konu edilmesi nedeniyle soruşturma başlatılabiliyor, senarist gözaltına alınıp mahkemeye çıkarılıyor.

***

Ancak tüm bunlar olurken, anasının dizinden tahrik olmak, çocuk yaşta evlilikleri savunmak ve sosyal medyada Türk Milli Kadın Voleybol Takımı oyuncuları hakkında atışlar serbest. Bunlar da sadece cinselliğe indirgenmiş ahlakın ikiyüzlülüğü olsa gerek…

***

Yukarı paragrafta sıralananlar, bugünkü iktidarımızın toplumsal ahlaki değerlerinin özetidir. Saç telinin gözükmesinden tutun apış arasına kadar uzanan genişlikteki cinsellik yelpazesinin ahlakın tek konusu olması, bu toplumun siyasal İslam’a sıkışmışlığının özel bir görüntüsü olup politiktir. Cinsellik, ancak siyasal İslam’da bu kadar tabu olabilir.

***

Elbette ahlak deyince sadece cinsellik algılanmamalı. Felsefi açıdan ahlak yalnızca düşlenen toplumsal normlarla sınırlı olamaz; bireyin vicdanı, özgürlüğü ve insan olmanın getirdiği sorumluluklar da devreye girmelidir. Toplumsal yaşamda bizlere asıl gerekli olan ahlaki değerler cinsellikten öte; adalet duygusunu yitirmemek, vicdan sahibi olmak, empati yapabilmek ve insan olmanın hakkını verebilmekle ilgilidir.

***

Her toplumun kendine özgü ahlaki değerleri olsa da felsefi açıdan ahlakın evrensel olup olmadığı da tartışma konusudur. Kültürel görelilik, ahlaki normların toplumlara göre değiştiğini savunurken; evrensel bazı ahlaki değerlerin her zaman ve her yerde geçerli olduğunu ileri sürer. Bu evrensel değer, “İnsan nedir?” sorusuna verilecek en kısa yanıtı içerir: İnsan, ahlaklı olandır…