Yeterlilik ilkesi olarak da adlandırabileceğimiz “liyakat”, verilen görevi başarıyla yapabilme yetisi olarak tanımlanabilir.
Göreve kabul edilme ve yükselmelerde “bilgi, görgü ve diplomayı” esas alan bir anlayış olduğu belirtiliyor.
Liyakat kavramını ele almamızın nedeni, son günlerde CHP belediyelerinde meclis üyelerinin enselerinde iktidar tarafından boza pişiriliyor olması.
Elverişli olanlarını cezaevi ile korkutuyorlar; ya Silivri yolunu gösteriyorlar ya da kendi partilerine davet ediyorlar.
Böylece, seçimle kazanamadıkları belediyelere çökme operasyonu ile kendi saflarına katacaklarını düşünüyorlar.
Bugün CHP’den istifa edip AKP saflarına geçen belediye meclis üyelerinin liyakatsız ve eğitimsiz insanlardan oluştuğu genellemesini kimse yapamaz.
Hatta, tam tersine CHP yetkilileri birçoğunun belirli araştırmalar sonucu aranıp bulunmuş, mesleklerinde ya da kendi dallarında yetkin kişilerden oluştuğunu belirtiyorlar.
Niyetim, tehdit ile insanları seçimlerini değiştirmeye zorlayan bu insanlık dışı, utanmaz siyaseti sorgulamak değil.
Onun sorgulanması değil, ileride yargılanması yapılmalı.
Tam tersine, cezaevinde yatma korkusuyla parti değiştirmek zorunda kalan ve yaptıkları bu seçimle nelere yol açtıklarının pek de farkında olmayan, saf değiştiren insanları sorgulamak gerek…

İnsan, kaçtığı bütün savaşların yaralarını ömür boyu saklarmış.
Bu kaçışlarla sorunları o anda hallettiklerini sanıyorlar.
Belirli görevlere talip olmak için liyakatin yanında adaletin, hakkın ve haklının yanında cesurca durabilen yurtsever insanlar olmak da gereklidir.
Hukukun gücü değil, güçlünün hukukunun uygulamaları karşısında bazen sadece verilen görevi layıkıyla yapabilme yetisine sahip olmak yetmez.
Taviz vermeden, insanlık onurunu koruyarak, bir duruş sergileyerek, eğilip bükülmeden dimdik ayakta kalmak da gerekebilir.
Atatürk ilkelerinin izleyicisi, Cumhuriyet devrimlerinin bekçisi olduğunu iddia eden bir partiysen eğer, şu zor zamanlarda belediye meclis üyelerini ve parti yönetiminde belirli yerlere getirdiğin insanları daha bir özenle seçmelisin.
Partide bazı görevleri almak için belirli bir devrimci kültürü, siyaset bilgisini ve Kemalist ideolojiyi özümsemiş olmak gerekmez mi?
Yoksa istediğin kadar liyakat sahibi ol, ilk sıkıştırmada bir darbe almaya görsün, gemiyi ilk terk eden farelerden olursun.
Oysa artık gemiler, fareleri terk etmeliler…