Bir önceki yazımızda, geçen haftanın her günü gündem olan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun durumunu irdelerken, “parti değiştirme” anlamında yıllar öncesinde Eskişehir’de yaşanan benzer bir olayı da kısaca özetleyerek hatırlatmıştık.
Sonunda da , o olayın kahramanı bizim efsane belediye başkanımız Sebahattin Günday ile ilgili olayı “yeri ve zamanı geldiğinde” ele almak düşüncemizi not etmiştik!..
Sanıyorduk ki epey bir zaman geçecek sözümüzü yerine getirmek için!.. Ama öyle olmadı. Çünkü o yazının birinci kahramanı Aydın’ın, -Özgür Özel’in yakıştırmasıyla- “Topuklayan Efesi” Çerçioğlu, gündemden düşecek gibi değil. Gerçi, düşmesi de pek beklenmiyordu ama Özlem hanım, (bu da benim yakıştırmam) olsun;
-Kan kırmızı çıktı!..
***
Bu halini daha kendisini AKP’li yapacak rozeti takmazdan önceki konuşmasında belli etmişti:
“Kendimi sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerine emanet ediyorum!..”
Böylesine bir “himaye” kurnazlığını rağmen, dini inancı doğrultusunda rozeti Erdoğan’ın bir kadın üyeye taktırmasını hiç kendine dert etmedi, iyi mi!... Sonrası açıklamalarında ise “irade hırsızlığını” mazur gösterecek açıklamaları geldi. Bir tanesi;
“Cumhurbaşkanımızın Aydın’a her gelişlerinde kendisini karşılamayı ihmal etmedim!..”
Devamında AKP medyası muhabirlerine verdiği demeç;
-Babam da sağ görüşlüydü!..
Tebrik etmek gerekir kendisini. 23 yıl süreyle kendi siyasal kimliğini ustalıkla gizlemesini bilmesinden dolayı;
-CHP’nin içindeki Truva Atı örneği!..
S. Günday O’na benzer mi?
Soruma anında yanıt; Asla!..
Merhum Günday iki dönem belediye başkanlığı ve kişiliği ile dönemin popüler siyasetçilerinden biriydi. Aynı zamanda başarı sayılabilecek belediyecilik uygulamalarına imza atan biriydi;
-Sakarya ve Muttalıp Caddelerini, belediye bütçesine yük olmadan genişletilmesi projesi ve park düzenlemeleriyle örneğin…
***
Siyaset ve belediyecilikte izlediği yolu geçen yazımda özetlemiştim. Biraz daha açarak şu satırları eklemek mümkün. Önce kısa bir özet;
-Sebahattin Bey’in siyaset yaşamı Adalet Partisi’nde başlayıp, Cumhuriyet Halk Partisi’nde sonlanmıştır.
Buna karşın aklınıza gelebilir. Bu karşıtlığın “Topuklayan Efe” ile uzak-yakın benzerliği yoktur. Onu da şöyle anlatayım:
Günday, başkanlığının ikinci döneminde Partisi’nin Belediye Meclis Üyeleri ile ters düşünce, karşısına pek de beklenmeyen bir fırsat çıkar. Nedir o fırsat?
-AP Genel Başkanı Demirel ile yolarını ayırmaya karar veren eski TBMM Başkanı Ferruh Bozbeyli’nin kurduğu Demokratik Parti’ye davet üzerine katılmaya karar vermesi.
Başkanlıkta ikinci dönemini Demokratik Partiyle tamamlayan Sebahattin Bey, ardından yapılan 1973 seçimlerinde DP’den aday olur ama Merhum Selami Vardar karşısında kaybeder. Vardar’ın 4 yıllık dönemi sessiz bir bekleyiş içinde geçecektir Günday için…
Bu kez davet CHP’den!..
Selami Bey, CHP yönetimi ile ters düşünce ikinci kez aday olmak istemez. Oysa yapılacak ön seçimi ve yapılacak seçimi kazanması kesin gibidir. Yerine aday adayı rahmetli Erol Sönmez ve daha iki kişi önseçime hazırlanmaktadır.
Tam bu sırada benlenmedik bir gelişme yaşanır ki o da şöyledir:
Zamanın CHP Genel Sekreteri Mustafa Üstündağ, kendi ifadesiyle “Gizlice” Eskişehir’e gelir. Amacı kendince günümüzün tabiriyle “kamuoyu yoklaması” yapmak ve Eskişehir adayını belirlemektir!..
Sanayi çarşısı esnafından başlayarak, şehir merkezine kadar yürütür çalışmasını Araştırdığı şudur:
-Eskişehir’de kimi aday gösterirsek seçimi kazanırız?
Aldığı yanıtlarda ve parti yönetimince de “uygun” bulunan isim ilginçtir;
-Bir önceki dönemin Belediye Başkanı (AP’li/DP’li) Sebahattin Günday!
Günday da teklif karşısında, ön seçime hazırlanmak üzere CHP üyesi olarak çalışmalara başlar. Kıran kırana geçen ön seçimi, Erol Sönmez karşısında kaybeder. Gerçi Erol Bey de şaibeli bir seçim sonrası Hicri Sezen karşısında kaybedecektir ama; Bu önseçim Sebahattin Bey’in siyasi hayatının sonudur aynı zamanda. Ve garip tecelli;
-Seçim gününün akşamı ani bir rahatsızlık sonucu yaşama da veda edecektir…
***
Siyaset gibi hayat da bilinmezlerle doludur vesselam!..