Malumunuz günümüzde iktidarın güdümünde olmayan bağımsız gazetecilik çok zor koşullarda görevini yapıyor. Bu ulusal basında böyle de Anadolu da yerel veya yöresel gazetecilik yapmak kolay mı? Aksine çok daha da zor. Eskişehirliler yakından bilir, onlardan biri de bu köşe yazılarını okuduğunuz “Sakarya Gazetesi”. Tam 75 yıllık yerel gazete, kimler gelmiş kimler geçmiş. Acaba bu ülkede bu yaşta hala yaşayan kaç gazete var? Sakarya’nın son sahibi Üstün Ünügür’ü geçtiğimiz cumartesi toprağa verdik. Üstün ağabey yazılı basının son şövalyelerinden biriydi. Hiç ödün vermeden, namuslu ve dürüst bir gazeteci olarak son günlerine dek görevini yaptı. Babadan kalma mirası sürdürmek, doğru gazetecilik yapmak uğruna kendi mesleği mimarlığı bile bıraktı. Bir gün bile kimsenin ne yazdığına karışmadı, üstelik tam tersini yaparak yazarlarını destekledi ve yüreklendirdi. Odasına uğradığımda yaptığımız sohbetlerde “sen yazmaya devam et, ben seni gelir ziyaret ederim, mendil, çorap getiririm” diye gırgır geçerdi. Din üzerinden manipüle edilen cehalete çok kızardı. Bir gün sohbetimiz sırasında “tam sana göre bir konu buldum, üzerine bir yazı yazarsın artık” diyerek bana bulduğu “agnotoloji” kavramını göstermişti. Agnotoloji kısaca “bilgisizlik bilimi” demek. Menfaat gereği cehalet yaymanın arka planını inceleyen bilim dalı. Tam günümüzü anlatan konu. Çıkar amaçlı, kasıtlı olarak kafa karışıklığı ve yalan bilgi yaymanın bilimini anlatıyor. Toplumun doğru bilgilenmesini istemiyorsan “agnotoloji” ile yakından ilgilenmelisin. Özellikle internet kullanımının yaygınlaşması ve bilginin erişebilir olması bilgiye her zaman rahatça erişebileceğimiz anlamına gelmiyor. Cehalet sadece bilginin yokluğu değil, iktidarın sürdürülmesi adına politik ve kültürel mücadelelerin doğal bir ürünü olarak ortaya çıkıyor. Bunu en iyi Üstün ağabey bilirdi. Çok üzgünüm, gazeteciliğin kutup yıldızı yıldızlara karıştı, anısı önünde saygıyla eğiliyorum…