Başta AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nebi Hatipoğlu olmak üzere AK Partili aktörler, Eskişehir'deki kullanma suyunun son derece kalitesiz olduğunu söylüyor...
Dahası...
Bu su ile Eskişehirlilerin çay demleyemediğini, sebze ve meyve yıkayamadığını söyleyerek, kimyasallarla dolu olan bu su ile vatandaşın sağlığıyla oynandığını ileri sürüyorlar...
***
Bu iddiaları yalanlayan ESKİ ve Büyükşehir Belediyesi ise kullanma suyunun içilebilir olduğunu, klor tadı nedeniyle Eskişehirlilerin yıllardır alışık olduğu Kalabak suyunu tercih ettiğini, kullanma suyu ile çok sayıda vatandaşın yıllardır çay da demleyip, sebze ve meyve de yıkadığını belirterek “Kaldı ki içilemeyecek, çay demlenemeyecek, sebze ve meyve yıkanmayacak kadar tehlikeli olan su ile diş de fırçalanmaz, el yüz de yıkanmaz. Dahası çeşmelerden akan su düzenli olarak Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı tarafından kontrol edilip, raporlanıyor” diyor.
***
Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı, Eskişehir Sağlık Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren bir birim.
Sağlık Bakanlığına bağlı olan bu kurumun en önemli görevlerinden biri de  belirli ve kısa aralıklarla şehrin kullanma suyundan numuneler alarak, suyun halk sağlığına uygun olup olmadığını kontrol etmek...
Yaptığı ve raporladığı kontroller sonucunda, suyun insan sağlığına aykırı bir durumunun ortaya çıkması halinde de gereğini yapmak...
***
Merak ettiğimiz...
Eskişehir birkaç gündür; yukarıda dile getirdiğimiz kullanma suyu ile ilgili “sağlıklı-sağlıksız” tartışmaları ile yıkılırken, suyu her gün kontrol eden ve raporlayan Sağlık Müdürlüğü neden bir açıklama yapmıyor?
Su AK Partililerin iddia ettiği gibi sağlıksızsa, Sağlık Müdürlüğü neden çıkıp “Evet bizdeki kontrol sonuçları da sağlıksız olduğunu gösteriyor” demiyor...
Ya da...
Su sağlıklıysa aynı müdürlük neden çıkıp “Şehrin suyunda herhangi bir sıkıntı yok. Elimizdeki sonuçlar suda herhangi bir tehlike olduğunu göstermiyor” diyemiyor?
***
Ortalık su yüzünden birbirine girmiş, insanlar endişe içinde kime inanacağını bilemez hale gelmiş, suyun sağlıklı mı sağlıksız mı olduğunu her gün numuneler alarak kontrol eden Sağlık Müdürlüğünden ses dahi çıkmıyor!
İyi de...
Sağlık müdürlüğü bu meseleyi ne kadar görmezden gelirse gelsin mesele görünmez olmuyor!
NOT- Bana göre Sağlık Müdürlüğü, AK Partililerin hışmına uğramamak için “Su Sağlıklı” diyemiyor. 
Aynı Sağlık Müdürlüğü, elinde suyun sağlıksız olduğuna dair analiz raporları bulunmadığı için “Su sağlıksız” da diyemiyor. Zira tahlil sonuçlarını eş zamanlı Belediye ile paylaşıyor...
Ne diyelim...
Koca kurum bildiğiniz aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumu yaşıyor...
 

S İ T E Y E1 2-3

**********

ÜÇ AY İÇİNDE YAŞANAN VEFA VE VEFASIZLIK!

36 bin kişinin katıldığı sınavda Türkiye birincisi olan...
İki Üniversite lisansı, iki yüksek lisansı, bir de doktorası bulunan...
Müdürlük yaptığı okullarda 30 bin öğrenci yetiştirip, 15 binine iş bulma kapısını açan...
Ömrünün 40 yılını eğitime harcayan, şehirde önemli bir çevre edinen...
Bir yandan da;
Doğduğu ve köklerinin yaşadığı topraklara borcunun olduğu düşüncesiyle ilçesinin vakıf başkanlığını üstlenip, hemşehrileri için yıllarca çaba harcayan bir isim düşünün...
***
Bu isim devlet memuru olmasına rağmen, deneyim ve birikimlerini doğduğu ilçe ve o ilçede yaşayan hemşehrilerine hizmet etme düşüncesiyle istifa edip, hem de iktidarın karşısındaki muhalefet partisi CHP'den belediye başkan aday adayı olma cesaretini gösteriyor...
***
O; kimsenin kolay kolay göze alamayacağı bu cesareti gösteriyor göstermesine de CHP onu aday göstermiyor!
İlginçtir, CHP kendisini aday göstermediği gibi neden aday göstermediğinin mazeretini de göstermiyor.
Zira...
Aday adayları arasında anket çalışması yapılacağı söyleniyor ama yapılmıyor.
Memnuniyet anketi yapılacağı söyleniyor, o da yapılmıyor...
***
CHP aday yapmayınca, neredeyse bütün partiler “Adayımız olur musun?” teklifiyle kapısına dayanmasına rağmen “Benim bir etik anlayışım var ve başka partiden aday olmayı doğru bulmuyorum” diyerek kibarca ret ediyor.
***
Haliyle üzülüyor, kırılıyor, güceniyor...
Aday yapılmayışından çok, neden tercih edilmediğinin izahına bile gerek duyulmayışı koyuyor.
Partiden bir kişinin bile açıp, hal hatır sormaması, ortaya koyduğu cesareti ister istemez sorgular hale getiriyor
***
“Demek ki bu iş bize göre değilmiş” diyerek, memuriyete ve eski görevine dönmek için Milli Eğitim Bakanlığına dilekçe veriyor.
İktidarın bakanlığı; CHP'den aday adayı olmuş bir ismin memuriyete dönmesini geciktirebildiği kadar geciktirmek ya da olabildiğince uzağa sürgün etme imkan ve tercihi varken, istifa etmeden önce görev yaptığı okul müdürlüğüne olabildiğince kısa sürede dönmesini sağlıyor...
***
Çoğunuzun tahmin edeceğiniz üzere, yukarıda bahsettiğimiz isim; Eskişehir eğitim camiasının yakından tanıdığı Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi müdürü Sülyman Sırrı Kabadayı'dan başkası değil...
Süleyman Sırrı Kabadayı bundan üç ay önce CHP'den, Seyitgazi Belediye Başkan Aday Adaylığı için memuriyetten istifa etti.
Konuştuk kendisiyle...
Devlet memurluğuna geri döndüğü için ne siyaset ne de aday adaylığı meselelerine girmeyip, konu geldikçe “Yaşadık işte bir şeyler” diyerek geçiştirdi...
Fakat...
Sohbetimiz esnasında hissettik ki; Süleyman Sırrı Kabadayı'ya bu üç aylık süreçte asıl hayal kırıklığı yaşatan  konu, vefa beklenilen yerden vefasızlığı, vefasızlık beklenilen  yerden de vefayı görmesiydi...
 

Sırı Kabadayı