Yeni belirlenen asgari ücretin açlık sınırının altında kalmasıyla ilgili tartışmalar devam ediyor.
Diğer yandan kentimizde siyasi partilerdeki hareketlilik de gündemden düşmüyor.
Bu bağlamda, Eskişehir’de CHP’li Odunpazarı Belediye Meclis Üyesinin partisinden istifa ederek AKP’ye katılması konuşulan konuların başında geliyor.
Bu noktada, “Halkın oyuyla seçilerek görev yapan kişilerin partilerinden istifa etmeleri ve devamında başka bir partiye katılmaları kamuoyunu neden meşgul ediyor?” sorusuna odaklanmak gerekli.
Kitabın ortasından söyleyeyim:
Halkın oyuyla seçilerek görev alan kişilerin parti değiştirmesi, en hafif deyimiyle ‘siyasi ahlaka’ sığmaz.
Siyaset, ideolojik birikim ve davaya bağlı olmayı gerektirir.
Ayrıca seçmenin oyunu alarak göreve gelmenin sorumluluğunu taşıma bilincinde olmak esastır.
…
Bu sütunda birçok kez parti değiştiren milletvekilleri ve belediye başkanlarını eleştirdim.
Bahsedilen kişilerin, partilerinden istifa ettikten sonra “çok yakın zamana kadar kıyasıya eleştirdikleri diğer partiye üye olarak katılmaları” asla kabul edilemeyecek bir durumdur.
Halkın oyuyla seçilen
milletvekili,
belediye başkanı ya da
belediye meclis üyesinin
parti değiştirmesi doğru değildir.
Millet iradesine saygısızlık kabul edilemez.
…
Eskişehir’deki duruma tekrar bakacak olursak, anımsatalım: Geçtiğimiz aylarda İYİ Parti’den seçilen bir milletvekili iktidar partisine geçti.
Parti değiştirdikten sonra kendisinin söylemleri tamamen değişti.
CHP’li Odunpazarı Belediye Meclis Üyesi de partisinden istifa ederek iktidar partisine katıldı.
Parti değiştirdikten sonra, başta Cumhurbaşkanına bağlılık olmak üzere, daha önceki söylemleriyle taban tabana zıt ifadeler kullandı.
Geçtiğimiz aylarda Mihalgazi’de CHP’li 3 belediye meclisi üyesi de partilerinden ayrılarak Zafer Partisine katıldı.
Partilerinden istifa eden meclis üyeleri, ‘üyelik görevlerinden istifa etmeyi’ düşünmediler.
Oysaki partilerinden ayrılan meclis üyeleri, partileriyle ilgili yol ayrımını gerektiren sorunları varsa ‘bağımsız’ kalabilirlerdi.
Ya da gelinen noktada, seçmenlerin kendilerine yüklediği sorumluluğu yerine getiremiyorlarsa ‘meclis üyeliğinden istifa etmeleri’ daha doğru bir davranış olurdu.
…
Siyaseti kişisel çıkarlarını gözeterek yapanlara söylenecek çok söz var elbette ama konunun diğer boyutuna da bakmak gerekli.
CHP’li Gençlik Kolları Başkanlığından gelen meclis üyesinin istifası hakkında
“İstifa etmesi iyi oldu”,
“Kavun değil ki koklayalım”
tarzındaki yaklaşımları da anlamak mümkün değil.
Parti yönetimi, kentin geleceği ile ilgili kararlar alan belediye meclislerinde görev alacak kişileri belirlerken yapılan hataları doğru bir şekilde analiz etmeli.
Belediye başkanları da birlikte çalışacakları ekibi iyi değerlendirmeli.
Parti ideolojisine sıkı sıkıya bağlı olan kişiler aday gösterilmeli.
Aday belirlemede ‘ön seçim’ şart olmalı; ancak aynı zamanda liyakatli ve parti disiplinini bilen kişilerin aday olabildiği, objektif bir biçimde uygulanmalıdır.
Unutulmasın ki halkın desteğini alıp seçildikten sonra rotasını değiştirenleri halk hiçbir zaman unutmaz.
Not 1: Kentimizin en önemli markalarından olan Sakarya Gazetesinin 79. kuruluş yıldönümünü kutluyor, nice başarılı yayın yılları diliyorum. Bu vesileyle rahmetli Üstün Ünügür’ü saygıyla anıyorum.
Not 2: Üzüntülerin çok olduğu bir yılın ardından, yeni yılda barış, huzur ve mutluluk dolu günler diliyorum.