Her gün yenileri eklenen toplumsal sorunlarla birlikte İstanbul Sözleşmesi’nin feshi konusu gündemden düşürülmeye çalışılıyor.

Pandemi nedeniyle bir araya gelmede yaşanan zorluklara karşın duyarlı kadınlar yine de alanlarda itirazlarını dile getirmeye devam ediyor.

Diğer yandan hukuki boyutta çabalar sürdürülüyor.

Sözleşmenin feshine dair kararın yok hükmünde olduğunun tespiti suretiyle iptali ile yürütmenin durdurulması ve Anayasaya aykırı olması nedeniyle somut norm denetimi yapılmak üzere Anayasa Mahkemesine gönderilmesi istemiyle Danıştay’a çok sayıda dava açıldı.

Tüm bu gelişmeler olurken Cumhurbaşkanı “Kararımızı verdik. Gireriz, girdiğimiz gibi çıkarız. Üç ay sonra da çıkmış olacağız, bu kadar basit” dedi ve kendileri için konunun kapandığını ifade etmiş oldu.

Yapılan araştırmalara göre toplumun % 65’ine yakınının destek verdiği İstanbul Sözleşmesi ne yazık ki siyasetin çıkar hesaplarına kurban edildi.

Tam da bu noktada AB Konseyinin eşit statüdeki başkanlarından erkek olan Charles Michel’in  Cumhurbaşkanıyla yan yana otururken kadın başkan Ursula von der Leyen’in uzaktaki bir kanepede büyük bir şaşkınlık yaşayarak tek başına oturmak zorunda kaldığı görüntülerin üzerinde durmak gerekli.

Büyük tepki oluşturan ve dış basında ağırlıklı bir şekilde yer alan görüntüler ne yazık ki ülkemiz adına en üst mertebeden kadına bakış açısının olumsuz bir göstergesi oldu ve Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararını Avrupa’nın gündemine taşıdı.

Avrupa Parlamentosunun bir üyesi ”Önce İstanbul Sözleşmesinden çekildiler. Şimdi resmi bir ziyarette Avrupa Komisyonu Başkanınını koltuksuz bıraktılar. Utanç verici” diye yazdı.

Yorumu siz okuyuculara bırakıyorum.

Mevcut yönetimin kadına yönelik bakış açısının yarattığı sorunlar saymakla bitecek gibi değil.

Böylesine sıkıntıların yaşandığı bir ortamda Aylin Nazlıaka yönetimindeki CHP Genel Merkez Kadın Kollarının uygulamaya koyduğu “YaşamHak Projesi” ise umut verici bir gelişme olarak görülebilir.

Bu kapsamda, “Kadına Şiddete Son” sloganıyla Türkiye’nin 81 ili, ilçeleri dolaşılarak kadınlara hakları anlatılacak, şiddete uğrayan kadınlara yalnız olmadıkları hissettirilecek.

Türkiye’nin her yerinde şiddet gören kadınlara yardım edebilmek amacıyla CHP Genel merkezinde bir çağrı merkezi oluşturuldu.

Aralık Ayında faaliyete geçen çağrı merkezi aracılığıyla bugüne dek 444 82 85 nolu telefondan yardım isteyen şiddet mağduru yüzlerce kadına hukuki ve psikolojik destek verildi.

Projede Barolar ve Tabip Odaları ile yapılan protokoller çerçevesinde şiddete uğrayan kadınlara destek veriliyor.

CHP’li Belediyelerin olduğu yerlerde ihtiyacı olan kadınlara “barınma” olanağı sağlanıyor.

“YaşamHak projesini” kadın cinayetlerini durdurmak ve bu konuda farkındalık oluşturmak amacıyla yaşama geçiren CHP Genel Merkez Kadın Kolları ayrıca sosyal medya paylaşımlarıyla da İstanbul Sözleşmesi ile ilgili doğru ve yanlışları geniş toplum kesimlerine anlatmaya çalışıyor.

CHP Genel Merkezinde açıklama yapan Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka bu projeyi daha etkili bir şekilde  tanıtmak için tüm Türkiye’yi dolaşacakları otobüsle ilk uğrayacakları kentin Ayşe Tuba Arslan’ın katledildiği Eskişehir olacağını açıkladı.

Bu vesileyle, Emniyet ve Savcılığa 23 kez suç duyurusunda bulunan, satırla eski kocası tarafından katledildiğinde 23. başvurusu çantasından çıkan Ayşe Tuba Arslan bir kez daha kentimizde anılmış olacak.

Bu noktada Ayşe Tuba Arslan’la ilgili kamuoyu vicdanını sızlatan başka bir bilgiyi de anımsatayım.

Ayşe Tuba Arslan’ı 23 kez yaptığı suç duyurusuna karşın koru(ya)mayan Devlet, Hakim, Polis, ŞÖNİM (Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi) Uzmanını korumaya aldı ve ne yazık ki olayda ihmali olduğu iddia edilen kamu görevlileri hakkındaki suç duyuruları zaman içinde kapatıldı.

CHP Kadın Kolları Genel Merkezinin il teşkilatlarında görev yapan örgütlü kadın gücünü kullanarak “YaşamHak projesini” yaygınlaştırması gerçekten çok önemli bir çaba.

“Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini” yok sayan anlayışa karşı her alanda örgütlü kadın dayanışmasına gereksinim olduğu ortada.

Yaşam Hak, Kadına Şiddete Son…