Türkiye’de laiklik adına ilk gelişmeler Osmanlı İmparatorluğu’nun II. Mahmut Dönemi’nde başlamış ve Atatürk Devrimleri ile birlikte anayasaya girerek devletin temellerinden biri haline gelmiştir. Laiklik ve laiklik adına yapılan devrimler, her zaman karşı devrim ile mücadele etmek zorunda kalmıştır.

En son Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Başkanı İsmail Kahraman, laiklik ilkesinin yeni anayasada yer almaması gerektiğini söyledi. Kahraman’ın açıklamalarına hükümetten dahi tepki gelmiş olsa da, Meclis Başkanlığı’na gelmiş birisinin düşünmeden böyle bir açıklama yaptığını düşünmek mantık dışıdır. Yıllardır laikliğe karşı faaliyetleri sebebi ile kapatılan partilerde siyaset yapmış, deneyimli, üstelik meclis başkanı olan bir kişinin sözleri hataen söylenmiş sözler olarak değerlendirilemez.

Laikliğin anayasadan kaldırılma çabası, bir karşı devrim adımı olmakla birlikte, bir ülkenin laik olması sadece anayasasında “Laik” ibaresinin bulunması ile sağlamaz. Devrimler ve karşı devrimler de zaman içerisinde kendisine zemin bulur ve uygulanır. Bugün tepki çeken laikliğin anayasadan kaldırılması veya artık uygulanmaması düşüncesi zaman içerisinde toplumda normalleşmeye başlıyor. Laikliğin anayasadan çıkartılması söylemi, toplumda şuanda dikkat çekse ve tepki toplasa da aslında yılllardır laiklik kavramının içi yavaş yavaş boşaltılıyor. İhtiyacın ötesinde, eğitimde ikilik yaratacak şekilde birçok lise imam hatipe çeviriliyor, memurlar ibadet etme konusunda baskı hissediyor, Tubitak yayınlarından evrim teorisi kaldırılıyor, kapatılan medreselerin yerine yasa dışı olarak kuruluna vakıf yurtları alıyor, bilim adamlarının değil, din adamlarının görüşleri ile kürtaj hakkı tartışılıyor, farklı mezhep ve dine mensup vatandaşlara ayrımcılık uygulanıyor, Daha geçen hafta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2010 yılında açılan davayı karara bağladı. Mahkeme, Türkiye’de Alevilerin din özgürlüğü haklarının ihlal edildiğine ve kendilerine dini planda ayrımcılık yapıldığına hükmetti.

Laikliğin ortadan kaldırılmasının sonuçlarını İran’ın son 30-40 yılda yaşadığı değişimi izleyerek kolaylıkla farkedebilirsiniz.40 yıl önce, çağdaşlıkta Türkiye ile yarışan İran şuan Türkiye’ye en önemli örnek. İran’da bir kadının başının açık olması tutuklama sebebi ve kadınlar bu sebeple tutuklanabiliyor. Laiklik, Cumhuriyet gibi, devlet yönetimini temelden etkileyen ve değiştiren bir ilkedir. Laiklik sadece din ve din işlerinin birbirinden ayrılması değil aynı zamanda ibadet özgürlüğüdür. İnsanların inandığı şekilde ibadet etmesinin garantisi ve teminatıdır. Bugün her din ve mezhep mensubunun inandığı şekilde ibadet edebilmesinin de, başkasının dini düşüncesine göre yaşamak zorunda kalmamasının da sebebi laiklik ilkesidir.