Yılların solcusu bir anda sağcı, yılların sağcı isimleri bir anda solcu oluyorlar ya…
Haliyle terk ettikleri cenahlarında tepki görüyorlar…
***
Kendilerine gösterilen bu tepkiye karşı kendilerini haklı çıkartmak için de bildiğiniz hamaset yapıyorlar!
Üstelik insanların zekalarıyla alay edercesine yapıyorlar bunu.
Aslında çıkıp “menfaatim için böyle yapmam gerekiyordu” deseler…
“Başından beri ikbal sevdam var. Bunun yolu da buydu” deseler…
“Siyasi çıkarım nedeniyle bunu yaptım” deseler vallahi bu kadar tepki çekmeyecekler.
***
Sadece bunu yapsalar, en azından samimi olacaklar!
Çoğu kişi “Adam açık açık söylüyor” diyecek ve kendisini sadece yüzsüzlükle suçlayacak!
Delikanlı gibi bunu söyleme yerine hamasetin dibine vuruyorlar.
Sanki dönekliğin gerekçesiymiş gibi…
BU SEÇİM ÖNCESİNDE DE ÇEŞİT ÇEŞİT ADAYLAR GÖRECEĞİZ!
Listeler açıklandığında “Yahu bu adam bu listeye nasıl girdi?” diye şaşıracağınız isimler olacak…
Secim öncesi listeleri düzenleniyordu. Parti merkezinde genel başkan bir öneride bulundu. "Aday listesine Cevdet Bey'i mutlaka katın."
Parti ileri gelenlerinden biri itiraz edecek oldu:
"Aman, Sayın Başkanım Cevdet Bey aptalın biridir."
Genel başkan:
"Memleketimizde hatırı sayılır oranda aptal var. Onların da mecliste temsilci bulundurmaya hakları var."
***
Kendini fazla kaptıran adayları göreceğiz…
Aday, akıl hastanesinde konuşma yapar. Bir kişi hariç, dinleyicilerin tümü başkan adayının konuşmasını alkışlar. Başkan adayı, alkışlamayan kişiye döner ve ‘Siz niçin alkışlamıyorsunuz" diye sorar.
Adam cevap verir:
“Ben hasta değilim ki, ben hastabakıcıyım!”
***
Mizahı kuvvetli seçmene dikkat!
İktidar partisinin kuruluş yıldönümü törenleri sırasında bir ihtiyar taşıdığı pankartla ilgi çekmiş. Pankartta şöyle yazıyormuş:
“Çocukluğumuzu bize bağışlayan başbakanımıza teşekkürler!” Korumalar, makinalı tüfek gibi adamı yakalar ve sorguya çekerler:
“Sen kiminle alay ediyorsun? Sen çocukken başbakan henüz doğmamıştı bile!”
Adam da taşı gediğine oturtur:
“İşte onun için teşekkür ediyorum ya!”
***
Her seçimin potansiyel adayları bu seçimde de yine olacak…
Her seçimde karşısına dikilen aday adayına parti başkanı çıkışır:
" Seni bir daha karşımda görmek istemiyorum."
Aday sorar : "Sayın başkanım istifa mı ediyorsunuz? "
***
Partisiyle sürekli ters düşen adayları da göreceğiz…
Adayın biri Zara yakınlarında Kızılırmak'tan geçerken suya düşmüş. Koşup Parti başkanına haber vermişler.
" Bizim aday mı ? "
" Bilmiyoruz, adaylardan biri. "
" Akıntıya doğru mu gidiyordu, tersine mi ? "
" Akıntıya doğru. "
" Bizim aday olamaz. Bizimki hep tersine giderdi. "
***
Bazı adaylar kazanma ihtimali olmamasına rağmen boşa kürek çekecek…
Trabzon'un muzipliği ile tanınmış siyasetçilerinden Osman Zeki Erdem'e sorarlar :
" Durumu nasıl görüyorsun ? "
O sırada kürsüde gözleri az gören bir aday konuşuyormuş. Osman Zeki, adayı göstererek :
" Bizim arkadaş gibi görüyorum. "
" Yani karanlık."
" Ben demedim sen dedin."
***
Adaylar içinde yine eş, dost, akrabalar bolca bulunacak.
Başkan, yardımcısını odasına çağırıp “Bak” demiş, “Bir yıldır bu partidesin, parti üyeliğinden bir hafta sonra belde başkanlığına, bir hafta sonra ilçe başkanlığına, bir hafta sonra il başkanlığına, terfi ettin. Şimdi ben bu demokrasiyi iliğine kadar hazmetmiş tarihi partideki görevimden ayrılıyorum ve partinin başkan adaylığını bu kez sana devrediyorum. Ne diyorsun?”
Adam önce “Teşekkür ederim” demiş, sonra da eklemiş: “Sağ ol Baba!”
***
Sonuç olarak, önümüzdeki seçimlerde de partiler çeşit çeşit kişilik ve karakterde adaylar gösterecek.
Ve biz seçim süreci boyunca bu adayların söylem ve eylemlerini konuşacağız.
Kimi güldürecek, kimi kızdıracak, kimi ise hayranlık uyandıracak
SORUNLAR KONUŞULUYOR-GÖRÜŞÜLÜYOR-MASAYA YATIRILIYOR FALAN DA…
Esnaf Odalarının yöneticileri Ticaret Odasını ziyaret ediyor.
Ziyarette esnaf ve tüccarın sorunlarının görüşüldüğü açıklanıyor.
***
Esnaf Odaları yöneticileri Sanayi Odasını ziyaret ediyor.
Ziyarette esnaf ve sanayicinin sorunlarının konuşulduğu açıklanıyor.
***
Sanayi Odası yöneticileri Ticaret Odasını ziyaret ediyor.
Ziyarette sanayici ve tüccarın sorunlarının masaya yattığı açıklanıyor.
***
Ticaret Odası yöneticileri Esnaf ve Sanayi Odalarını ziyaret ediyor…
Hikaye aynı hikaye.
***
Sadece bununla kalınsa iyi…
Esnaf Odası, Ticaret Odası, Sanayi Odası yöneticileri Ticaret Borsasını ziyaret ediyor.
Bu defa esnaf-tüccar-sanayici ile tarım sektörü sorunlarının görüşüldüğü açıklanıyor.
***
Siyasi parti yöneticileri ve aklınıza gelebilecek her sivil toplum ve mesleki örgüt yöneticileri, yukarıda saydığımız oda yönetimlerini ziyaret ediyor.
Ziyarette yine yaşanılan sorunların görüşüldüğü açıklanıyor.
***
Aslına bakarsanız yapılan tüm ziyaretler ziyaretten ibaret.
Sorunların görüşüldüğü, tartışıldığı falan yok.
Tartışılıp, konuşulduğu ve görüşüldüğü söylenen sorunlar aslında sohbet sırasında söylenen “Ne olacak bu bizim halimiz? Bu gidişat gidişat değil” gibi tespitlerden ibaret olsa gerek…
***
Öyle ya…
Sahiden de o ziyaretlerde sorunlar konuşulmuş olsa “yaşanılan sorun ve sıkıntılar görüşüldü, masaya yatırıldı” gibi basmakalıp açıklamalar yerine, her ziyaret sonrası yapılan açıklamalarda konuşulduğu söylenen sorunlar alt alta sıralanır.
Biz de hangi sorunlara kafa yormuşlar öğrenmiş oluruz değil mi ama?