Sevgili Sakarya Okuyucusu,
Yerel seçimlerle ilgili ilk yazımı 7 Kasım 2023 günü yayımlandı; “Projeler önemli ölçüde hayale dayanır!” başlığını taşıyordu. Bugün yerel seçimler ve yerel yönetimde oy verme davranışlarıyla ilgili 20’inci yazıdayız.
Telefonla bana ulaşarak yazıların mesajları konusunda düşüncelerini paylaşan okuyuculara içten teşekkürlerimi iletmek isterim.
Okumadan “âlim”, gezmeden “seyyah”, çalışmadan “zengin”, öğrenmeden “bilgin” özveri göstermeden “saygın” olma peşinde koşanlardan hiç olmadım; olmak da istemedim. İstemedim öylesi bir eğilimin “kasaba kültürü” yansıması olduğunu biliyorum.
Eskişehir’in değerli iş insanlarından biri olan Orhan Aydın’dan ilk kez duyduğum “kasaba kültürü” kavramı ve etkileri üzerinde uzun çalışmalar yaptım; sanıyorum ülkemizde kasaba kültürüne üstüne düşüncelerini yazıyla anlatanlar arasında bir yerim var vardır.
Yaşadığımız büyük dönüşüm döneminde bağlantı, iletişim-etkileşim, anlama ve anlamlandırma gibi temel değerlerde ciddi aşınmalar olduğunu hep birlikte gözlemliyoruz. Gelişmeler bizi kimi zaman kaygılanıyor, kimi zaman da korkularımızı büyütüyor...
İnsanlardaki dikkat sürelerinin kısalması, kısa mesaja dayalı iletişimin bilgi kirliliği yaratması hepimizin ortak sorunu. Bu ortak sorunu Nöbel Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk çok güzel dillendirir : “ Kısa mesajla iletişim kurabilirsiniz, ama asla düşünce geliştiremezsiniz!”
Yazdıklarımızda eksik ve yanlış arama yerine, kısa ve uzunluk arayanlara seslenmek istiyorum : Yeni kavramları izlemeden ve anlamadan zamanın ruhunu okumak mümkün değil. Kendine yatırım yapmadan, malumatı bilgiye, bilgiyi anlamaya, anladığımızı anlamlandırmaya dönüştürmeden özgün düşünceler üretemeyiz.
Tanatar’ın notu
Sevgili Okurlarımız,
Kadım dostum Hüsamettin Tanatar telefon etti: “ Şu anda kentimizde kaç trafo merkezi olduğunu bilmiyorum. Bizim görevli olduğumuz 1975’de 256 trafo merkezinin yeri belirlenmişti. Şimdi elektrikli araçların alabildiğine arttığı 6 Şubat 2024 günü dile getirdiğiniz şarj merkezleri konusu gerçekten çok önemli. Ne tepki aldığını bilmiyorum, ama siz bu kentle ilgili bir yazar olarak doğru olanı yapıyorsunuz…” dedi.
Murat Kanyaoğlu’ndan Seyfi Uyanık’a kadar birçok eski tanıdık, seçimler nedeniyle kent sorunlarını anımsatma yazılarına destek verdi. Tanımadığım ya da anımsamadığım kimi okurlar da yazılarla ilgili ne tepki verdildiğini sorguladı. Gösterilen duyarlılığı olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum.
Yerel seçimlere çok az bir zaman kaldı… Yaşadığımız kentin yöneticilerini oylarımızla belirleyeceğiz.
Birinci görevimiz, oy vermeye gitmek, bu yurttaş sorumluluğunu yerine getirmektir. İkinci görevimiz, fikir ve projelerini bilmediğimiz insanlara oy vermemek.
Sümer rahibinin tabletlerle günümüze gelen uyarısı kulaklarımızın kirini temizlemeli:
“Sen kendin için değilsen, kim senin için?
Sen başkaları için değilsen, nesin ki?
Şimdi değilse ne zaman?”
Kendimizi uyarmalıyız: Şimdi değilse ne zaman? Yarın harekete geçmezsek önemli bir insanlık görevini ihmal etmiş oluruz… Gerisi boşlukta kalır!
Önce kendimiz için, sonra başkaları için hemen harekete geçmenin tam zamanı… Seçime kadar vicdanlarımız şu sese kulak vermeli: Şimdi değilse ne zaman!