Önce Merkez Bankası Başkanını görevden aldılar ardından Hazine ve Maliye Bakanı olan damat sosyal medyada istifa ettiğini bildirdi. İfade ve imla sorunlarıyla dolu kamuoyuna sunduğu istifa dilekçesinde, “At izinin it izine” karıştığını, kimin at kimin it olduğunu belirtmeden, hak ve batılı ayırt etmenin zorlaştığı vurgulayıp, beş yıllık süre zarfında ülkesine ve ümmete hizmet ettiğini söyleyerek vedalaşıyordu. O ümmet kimleri içeriyorsa artık… 

Doğaldır, aklı başında insanlar arasında bir tartışma başladı. Bu yazının yazıldığı anlarda yandaş basın ve televizyonlar da çıt yoktu, sanki böyle bir durum hiç olmamış gibi. Bir de “Borsa” yükseliyor, “Altın ve Dolar” düşüyor, Hazine Bakanın istifası ülke ekonomisi tarafından olumlu karşılanıyordu. Dünya da böyle başka bir örnek var mıdır acaba? (Bu soru çok ciddi olarak sorulmuştur!) Bakanın istifasını iki-üç muhalif televizyonun vermesi, diğer yandaşların görmemesi, gazetelerin hiç yazmaması, “nasıl bir basın anlayışı bu” tartışmasını getirmiyor mu? Ya da şöyle sorayım, gazetecilik adına nasıl bir utançtır bu? Damat Bakanın sosyal medya dışında istifasını sunacağı başka bir platform yok mudur bu ülkede? Merkez Bankası Başkanı niye görevden alınıyor, Reis ne derse yapmıyor muydu zaten? Yoksa ABD Başkanı değişiyor koruma kalkıyor, Halk Bankası ilişkili MB Başkanını değiştirme gereği mi duyuldu? Yeni atanan eski AKP’li bakan kayyum olarak mı görev yapacak? Merkez Bankası AKP’ye mi bağlanıyor acaba? Kafalarda deli sorular…
Oysaki hiç telaşlanmaya gerek yok.  “Şahsım” ve “Kabile” devletlerinde bütün bu görüntüler olağandır. Siyaset ve ekonomi politik gayet uygun şekilde rayında yürümektedir. Atanan bakanlar zaten aslında bakan değillerdir. Onlar sekreter olarak görev yapalar. Esasen “Bakanlar Kurulu toplandı” gibi söylemlerde tamamen gereksiz laf kalabalığıdır. Reis söyler onlar yapar, ne gerek var toplanmaya. Bakan istifa eder, Reis kabul ederse geçerlidir. Yandaş müsveddeler de aslında haberi görmemezlikten gelmediler sadece kara kara düşündüler, yoksa bir şeyler mi oluyor dediler. Reisin oluru gelince haber değeri kazandı, sonra devreye girdiler. Yoksa edilen istifaların içi boş, kendi kendine söylenmiş laflardan ibaret olduğu herkesçe malum. Örneğini daha geçenlerde yaşamadık mı? Velhasıl dostlar çağdaş uygarlıktan nasibinizi alamadınız mı böyle gülünç durumlara düşmeniz kaçınılmaz oluyor. Bize de “vah vah!.. Yazık beniz yalnız ve güzel ülkeme”, demek kalıyor...