Yaşanan sahte diploma skandalıyla ilgili olarak ismi, sahip olduğu 10 diploma ile gündeme gelen bir isim var...
Ulaştırma ve Altyapı Bakan yardımcısı Ömer Fatih Sayan...
***
6 tane lisans, 2 tane yüksek lisans ve 2 tane de doktora lisansına sahip.
Yan dallar ile hesap edilse bile 10 diploma sahibi olunabilmesi nereden bakarsanız bakın az 35-40 yıllık akademik geçmişi gerektiriyor.
***
Ama gelin görün ki Sayan'ın 10 tane diploması var.
10 tane diplomasının olduğu kişisel özgeçmişinde de, bakanlık sayfasında da ilan edilmiş...
***
Konunun bizi ilgilendiren tarafı, Bakan yardımcısı Ömer Fatih Sayan'ın sahip olduğu 6 lisans diplomasından 4'ünü Anadolu Üniversitesi'nden almış olması...
***
Haber duyulur duyulmaz, Ömer Faruk Sayan, özgeçmişinde yer alan Anadolu Üniversitesi Hukuk, İşletme, Kamu Yönetimi ve Uluslararası ilişkileri bitirdiğine dair lisans diplomalarına sahip olduğu bölümü silmiş...
Ancak...
Sayan’ın kişisel web sitesinden kaldırdığı Anadolu Üniversitesi mezuniyetlerine ilişkin bilgiler, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın resmi internet sitesinden kaldırılması unutulmuş...
***
Hal böyle olunca, bakan yardımcısının Anadolu Üniversitesinin dört ayrı lisans bölümünü, (başlangıç ve bitiş tarihleri olarak) hangi tarihlerde tamamlayıp, dört ayrı diploma sahibi olabildiğini merak ettik.
***
Öyle ya; Dört bölüm, dört yıldan en kısa 15-16 yıl yapar.
Bu isim şimdi 16 yılını Eskişehir'de, Anadolu Üniversitesi'nde okuyarak mı geçirdi?
Hiç zannetmiyoruz...
Ama o diplomaları nasıl aldığını merak da etmiyor değiliz...
***
“Merak” demişken...
Sahip olduğu 6 lisans diplomasından 4'ünü Anadolu Üniversitesi'nden alan bakan yardımcısı Ömer Fatih Sayan'ın Anadolu Üniversitesi rektörleriyle herhangi bir teması olup olmadığını merak edip, şöyle bir arşivlerde dolaştık.
***
Olayla bir ilişkisi olup olmadığını elbette söyleyemeyiz ama 8 Ekim 2020 yılında, dönemin Anadolu Üniversitesi Rektörü Fuat Erdal Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunu (BTK) ziyaret etmiş.
Bu ziyarette kendisini Ulaştırma Bakan Yardımcısı Sayan ile BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözlüoğlu ağırlamış...
1-579

BU ENFLASYON BUNLARI DA YER!

Süleyman Demirel’in geçmişte yaptığı önemli ekonomik tespitler var…
Örneğin, muhalefetteyken ve Özal hükümetini eleştirirken şunları söylemiş:
"Enflasyonun ne yağmur, ne kar, ne çamur ne de gece ve gündüz ile ilgisi vardır. Bu bir liyakat sorunudur. Enflasyonun yemediği idare yok, bu enflasyon bunları da yer".
***
Benzeri bir eleştirisi de Tansu Çiller hükümetine olmuş.
Hükümetin savurganlık ile ilgili tutumu üzerine şunu söylemiş;
"Devlet harcamalarında ayağını yorgana göre uzatmak gerekir. Bu kurala uymazsanız para basmak zorunda kalırsınız. Para yılan gibidir. Ne zaman sokulduğunu anlarsın? Oyların yüzde 21,75’e düşünce"

***

Şu sıralar ülkede, bir tarafta enflasyon ve bu enflasyonun yaratmış olduğu olumsuz koşullar yaşanıyor.
Diğer tarafta ise savurganlığın önünün alınması gibi bir çaba otaya koyulmuyor.
Bir yanda, bugün aldığınız ürünü yarın aynı fiyata alamadığınız ölçüde bir enflasyon var, diğer tarafta saray gibi Kaymakam ve müdür makam odaları inşa edilmeye devam ediyor.
Sonuç olarak…
Demirel’in o günkü tespitleri adeta bu günü de işaret ediyor…
Tarih de tekerrür...

CHP'DE YAŞANAN BU DURUM BİR TEK BANA MI GARİP GELİYOR?

Cumhuriyet Halk Partisi’nde kongre süreçlerinde sıkça karşılaştığımız bir takım olaylara şahit oluyoruz.
***
Örneğin:
Bazı isimler kongrede güçlerini birleştirip, birlikte hareket etme kararı alıyor.
O isimlerin bir önceki kongre sürecinde ne yaptıklarına bakıyorsunuz, karşı karşıya gelip, birbirleriyle mücadele etmişler.
***
Ya da...
Kongre sürecinde karşı karşıya geleceklerini açıklayan bazı isimlere bakıyorsunuz, geçmiş kongrelerde birlikte hareket etmişler, hatta aynı ekip içinde yer almışlar.
***
Partide her şeyin 200-300 kişi etrafında döndüğünü, oyun kuran aktör sayısının da 10-20 kişiden ibaret olduğu düşünülürse, herkes herkesle bir dönem birlikte hareket etmişliği, herkes herkesle bir dönem rakip olmuşluğu çıkıyor ortaya...
***
Sonuçta...
Bir kongrede birlikte hareket eden de, rakip olan da, bu işten pişmanlık yaşıyor olsa gerek, bir sonraki kongrede fikir değiştiriyor.
Bu defa birlikte hareket edenler rakip oluyor, rakipler birlikte hareket ediyor.