İç ve dış siyasette dikkatle takip edilmesi gerektiren farklı gelişmeler yaşanıyor.
Dış ilişkiler ve ticaret bağlamında ise kentimizi çok yakından ilgilendiren önemli bir konu gündemde.
Beylikova ilçemizdeki nadir toprak elementi (NTE) rezervi ‘uluslararası siyasi pazarlık’ konusu haline gelmiş durumda.
Bu kapsamda Cumhurbaşkanının ABD Başkanı ile görüşmesinde NTE rezervinin gündemde olacağı iddia edildi.
Rezervlerin işletme hakkının ABD’li şirketlere devredileceğine dair haberler yapıldı.

Nadir toprak elementi (NTE) havacılık, savunma, uzay sanayi, biyomedikal, ileri teknoloji cihazları, yeni nesil rüzgâr tribünleri, akıllı telefonlar, MR makinaları ve daha birçok alanda kullanılan çok önemli bir bileşim.
Bu noktada dikkatleri üzerinde toplayan Beylikova bölgesi ise “694 milyon tonluk rezervi” ile Çin’in ardından ikinci büyük NTE sahasına sahip bulunuyor.
Anımsatalım Çin, tek başına küresel NTE cevher üretiminin % 61’ini, rafinaj ve ayırma kapasitesinin ise % 92’sini kontrol ediyor.
Çin, ‘üret, kısıtla, lisansla’ modelini sürdürerek küresel fiyatlamaya hakim olmuş durumda.
Bu tablo karşısında Çin’e bağımlılığını azaltmaya çalışan ABD savunma sanayi NTE ihtiyacıyla ilgili Çin dışında bir ülkeden kaynak arayışında.
Doğal olarak ABD için Beylikova’daki rezerv çok önemli bir özellik taşıyor.

NTE’nin diğer bir önemi de son dönemde gündemde olan ‘temiz enerji teknolojisini’ yaşama geçirmekte kullanılması.
Yeşil enerji teknolojilerinde kullanılmasından dolayı ‘yeşil elementler’ olarak da biliniyor.
“Küresel güç dengeleri” ve ‘çevreci teknolojiler’ bakımından son derece önemli bir kaynaktan söz ediyoruz.

Emperyalist güçlerin baskısı altında olaya bakıldığında üzerinde durulması gereken konunun elbette ki çıkarılan cevherin ‘hammadde olarak satılmasının’ yanlışlığı olduğu söylenebilir.
Elementin işlenerek ‘yüksek teknolojili ürünler’ olarak pazarlanması stratejik çıkarlarımız bakımından çok büyük önem taşıyor.
Ülkemizin çeşitli yerlerindeki birçok madende olduğu gibi yabancı şirketlerin ‘maden kaynaklarımıza tümüyle el koyarak işletmelerinin’ yeni bir örneğine hazırlık yapılması son derece endişe verici bir gelişme.

Genel olarak bakıldığında Eskişehir ve çevresinin ‘maden kaynaklarının zenginliği’ ne yazık ki iktidarın hedefinde.
Sivrihisar Kaymaz’daki altın madeni tesisinin kapasite artırımına izin verilmesi
Alpagut-Atalan bölgesinde altın, gümüş maden ocağı açılması projesinin ÇED raporunun onaylanması ve daha birçok proje sırada bekliyor.
Kentimizin havasına, suyuna, toprağına zarar verecek olan projelerin yanı sıra bu kez stratejik önemi çok büyük olan NTE rezervine göz dikilmiş durumda.
Bugüne dek iktidar kanadından bu konuda bir açıklama yapılmaması da dikkat çekici.
Böyle bir konu olmadığına dair henüz bir yalanlama gelmedi.

Oysaki NTE rezervi ‘masa başı pazarlıklara’ konu edilmemeli.
Türkiye;
‘Çıkar-sat’ uygulamasının parçası olmamalı.
Sadece rezerv sahibi olarak değil ‘katma değer üretme’ kapasitesini geliştirerek uluslararası alanda hak ettiği yerde konumlanmalı.
Türkiye;
Ar-ge çalışmaları, kamu yatırımları desteği ve “Rafineri-dönüşüm-çevre” zinciri anlayışı ile rezerv değerlendirmesi yaparsa,
Kısa dönemli popülist çıkarlar yerine uzun dönemli akılcı politikalar izleyerek ‘bölgesel ve küresel NTE tedarik zincirinde’ güçlü bir yer edinebilir.