Büyük usta  Çetin Altan, “Tanınmış, ünlü insanlar kahraman değildir. Yaptıkları işin karşılığını alana  kahraman denmez. Kahraman önemli ve değerli işler yapıp da bilinmeyen insanlardır” derdi.
Eskişehir’de gözümde ve gönlümdeki  kahramanlardan biri Ahmet Özarslan’dı.
Bulgaristan sınırlarındaki Varna’nığn Hocaoğlupazarı’nda doğmuştu. Babası belediye başkanlığı da yaptığı için evlerine sürekli  gelip gidenler olurdu.
Bulgaristan’da yaşıyordu  ama  Atatürk ve İnönü’yü idol edinmişti. Kulağı hep Türkiye’ye dönük bir gençti.
Askerlik çağı  gelmişti… Askerliğini  Bulgaristan’da değil  Türkiye’de yapmayı kafasına koymuştu.
Ahmet Özaslan, kaçak olarak Türkiye’ye geldi. Akrabaları  Eskişehir’de  oturuyordu, O’da bu kadim kenti seçti.
Hava İkmal Merkezi’nde  iş bulmak istedi; sonuç alamadı. Çaresiz ticarete başladı.
İlk iş yeri Sakarya Caddesi’nde 188 no’lu dükkandı.  Silistre’den gelen bir başka göçmen ailesinin kızıyla yuva kurdu.
Atatarük ve İnönü  hayranlığı politikaya olan ilgisini artırıyordu.
CHP’ye 1950 yılında kaydını yaptırdı. Üyelik kaydını yaparken Kayı Aşireti’nin son temsilcilerinden Bekir Karacaşehir il başkanıydı.
Ahmet Özarslan, dükkanının yakınında boş bir dükkan kiralayarak parti lokali haline getirdi.
Yedi yıl sonra  1957’de  siyaset gerilmeye başlamıştı. İsmet Paşa  Eskişehir’e gelecekti. Elinde megafon sokak sokak dolaşıp halkı çağırdı Ahmet Özarslan.
Başbakan Adnan Menderes  Emniyet Müdürü  Şevket Azbuzoğlu’nu arıyor, İsmet Paşa’nın şehre sokulmamasını emrediyor.
Ahmet Özarslan’ın önderlik ettiği geçler el ele kenetlenerek  Kanlıpınar’da  karşıladıkları İsmet İnönü’yü   valilik binasının önüne kadar getiriyor.
Ahmet Özarslan’ı polisler  alıp karakola götürüyor.
Daha çok ayrındı bilmek isteyenler varsa, “Selami Vardar Koca Şehrin Ağabeyi/Bir İlkeli İnasın Anısına” adalı  kitaptan izleyebilir.
Eskişehir’de   Tunalı Ortaokulu’nda  göreve başladığımın  ilk haftasında  kendisini tanıdım.
Kızı  Rahime Özarslan öğrencim oldu. Köprülerin altından çok sular aktı, ama Ahmet Özarslan’la  ilişkimiz  hiç kopmadı.
On on beş  gün önce aradı… Geçirdiği kaza  ve sağlık sorunları üzerine konuştuk.
 
 
Kişilerle sorunu hiç olmadı
İlkeli insandı…Kişilerle, kliklerle, iç çatışmalarla hiç işi olmadı… O inandığı  partisinin üyesiydi. Seçimleri  kimin kazanacağını umursamadı; önemli olan partinin kazanmasıydı.
Öğretmenlerin de yakın dostuydu. Büyük öğretmen boykotunda  öğretmenlerin yanında yer alan aktif bir  yöre esnafıydı.
Aramızda  adını “Mercedes”  koyduğumuz bisikletiyle  kentin  her yerine ulaşır; inandığı her hareketin içinde yerini alırdı.
CHP büyük bir değerini  sonsuzluğa  gönderdi. O bir aydınlık insan, inancının peşinde içtenlikle koşan bir kahramandı. Rahat uyu  Ahmet Ağabey…Seni yaşadıkça  özlemle anacağız.