Dillere pelesenk olan ‘’Dingo’nun Ahırı’’ deyimi, 19. Yüzyılın son çeyreğine doğru Taksim’de atlı tramvaylara duraklık eden Dingo adlı bir Rum vatandaşın ahırından geliyor. Atlı Tramvaylar zamanında iki at ile çekilirken dik Şişhane yokuşunu çıkabilmek için Azapkapı’dan takviye at alarak yokuşu çıkabilirlermiş. Tramvay bu hali ile Taksim’e kadar gelir, burada çıkartılan atlar, günümüzde Taksim’de Fransız konsolosluğu yakınında bir ahırda bir süre dinlendirilirmiş. Taksim’deki bu ahırı Dingo adlı bir Rum vatandaşımız işletirmiş. Başında bulunduğu ahırı sürekli meyhaneye giderek sık sık boş bırakan, kayıtları düzenli tutmayan Dingo ahırda pek bulunamayınca, atları dinlendirmek için gelen seyisler buraya istedikleri gibi girer çıkarlarmış. Gün boyunca birçok seyisin ve atın girip çıkmasından dolayı da giren çıkanın belli olmadığı, kavgası gürültüsü eksik olmayan bir keşmekeşliği ifade etmek anlamına, ‘’Burası Dingo’nun Ahırı mı?’’ deyimi dilimize eklenmiş…
Memleket Dingo’nun ahırından beter durumda. Zaten giren çıkan belli değildi, bir de buna pazarlamacı bakanlar, insan kaçakçısı belediyeler, at hırsızları, kripto tosuncuklar eklendi. Devlet patates soğan dağıtıyor, kurucusunun söylevini yasaklıyor. Dünyanın en yüksek direğine dünyanın en büyük bayağını dikiliyoruz ama dış dünyada saygınlığımız ayaklar altında. Ne hale geldi memleket şaşkınlıkla izliyoruz, kimin eli kimin cebinde belli değil. Son yıllarda halkımız da müthiş bir atak yaptı. Gerçi daha önce “benim memurum işini bilir” diyen başbakanlar tarafından da desteklenmişlerdi. Kısadan köşe dönmeci, bir koyup beş alma meraklısı, avantaya meyilli bir halk yaratıldı. Sülün Osman ile başlayan hayal dünyamız kripto paraya kadar uzandı. Planlanan kurnazlık arada sırada patlıyor, ne olacak şimdi bunca yıllık birikimimiz diye ağlaşıyorlar. Neyse ki çabuk unutuluyor, hemen oyunun bir yenisi inşa ediliyor. Atatürk ne demişti: “Türk milleti zekidir, çalışkandır.” Zaman zaman inanarak mı söyledi acaba diye sorguluyorum kendimi. Yoksa bizlere sadece moral vermek, gaza getirmek için söylenmiş söz mü bu, gerçekten kuşkuluyum. Ne çok ava giderken avlanan avcı var bu ülkede. Başımıza ne geliyorsa bu şark kurnazlığından geliyor. Batı uygarlığı dahil olduğumuz bir oluşum değil bizim, hevesimiz var ama içine giresimiz yok!..