Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
İstatistik Bilgi Sistemi kayıtlarına göre, 145’ten fazla yabancı ülke vatandaşı
tarafından 1 Ocak 2014 ile, 15 Haziran 2020 tarihleri arasında yabancı gerçek kişilere
18 milyon 451 bin 99 metrekare arazi satılmıştır dedi. Önce bu toprakları korumak
için: Çanakkale Savaşın da şehit olan 250000 vatan evladının bize bu toprakları
bırakmak için verdikleri mücadelede yemeden içmeden nasıl şehit olduklarını okuyup
öğreneceksin; sonrada bu toprakları satacaksın! Oldu mu ama?
“Helalin adı kaldı onu gören yok, Haram kapışıldı hala duyan yok.” Yusuf Has Hacib
bu sözü 11. Asırda söyledikten sonra: “Bak, insan doğdu, öldü, ama sözü kaldı.
İnsanın kendisi gitti, adı kaldı. Ey hakim, ey bilgin, kendine ölümsüz bir dirilik
istersen, işin de sözün de iyi olsun.” 14. Asırda Yunus Emre: “Cümleler doğrudur sen
doğru isen; doğruluk bulunmaz sen eğri isen.” Sözü ile bizlere doğrudan yani
adaletten yana karar vermemizi istiyor ama haram lokma yediğimiz, devamlı yalan
söylediğimiz için işlerimiz doğru gitmiyor.
Yunus Emre’den günümüze 6 asır geçmiş, değişen bişey olmuş mu? Hayır. “Haram
helal ver allahım, garip kulun yer allahım.” Diyerek haram yemeye devam etmişiz.
Namussuzluk neredeyse erdem olmuş. Malı götürmek, hele de devleti soymak, tüyü
bitmemiş yetimin hakkını çalmak hüner sayıldığı bir ortamda:. “Senin neyin eksik
onlardan? Onlar alıyorlarsa (çalıyorsa) sen de alacaksın. Namusmuş! Adam sana o
parayı rüşvet olsun diye vermiyor, hediye olarak veriyor. O dediklerin eskidenmiş.
Sen de herkes gibi zamana uy!” Demiyorlar mı?